DÜŞÜNMEK
Aile, yapısının bozuk olması çocukların evden kaçmalarına imkan tanımaktadır. İstediği hayat seviyesini ailesinde göremeyen kızlar evden kaçarak, kurtulduklarına seviniri. Ancak olaylar yine istedikleri gibi gelişmez. Tanıdıkları ablalar sayesinde fuhşun kucağına itildiklerini kısa zaman içerisinde anlarlar. Geri dönüşü olmayan yola girdiklerinin farkına vardıklarında iş işten geçmiş olur. Seks kölesi kızların yaş ortalamasının 10-11’e düşmesi tüyler ürperten gerçektir.
Özellikle doğu bölgelerinden İstanbul’a gelen 18 yaş altı kızlar, kendilerini nasıl bir hayatın beklediğini bilmeyecek kadar cahildir. Düştükleri tuzağın vahametini öğrendiklerinde korkunç bir ruh boşluğunun içerisine girmektedirler. Ruhsal, bedensel sağlıklarını bozarak kendilerini çıkmaz hayatın açmazlarına bırakırlar.
Suç oranı artıkça şiddette o oranda artış gösterir. Kapkaçın çeteleşerek, toplumu çirkin hayat standardına düşürmektedir. Kendileri gibi alt seviyeli toplum yaratma düşüncesiyle İstanbul sokaklarında dolaşarak dehşet saçmaktadır.
Anadolu’nun bazı kentlerine sıçrayarak, çeteleştiklerini göz ardı etmek mümkün değildir. Gelir seviyesi düşük ailelerin çocukları kapkaççı olmak için biçilmiş kaftandır. Çete kurucuları bu bilinçle hareket etmektedir.
Yasa boşluğundan kendilerine çıkardıkları pay sayesinde, sokakları kendilerine mekan tutmaktadır.
Toplumun asıl sorunu yanlış verilen eğitimle dünyaya getirilen çocuklardır. Yanlıştan yanlış doğar. Bunun aksini iddia edenler, kendilerini kandırmaktan başka bir işe yaramazlar.
Bugün toplumun kaçı sosyal aktiviteli hayatın içerisindedir. 70 milyonluk nüfusun yaşam seviyesinin boyutu nedir ? Suçlu aramak yerine, suçun köküne inmek en doğrusu, en iyisi, en kalıcısıdır.
Toplum olarak istediğimizi belli etmedikçe, sonu gelmez sorunlarla karşılaşırız. İstediğimiz hayat çizgisine çıkamayız.
Bu makale 25.12.2005 yılında Hizmet gazetesinde yayınlanmıştır