DUYGU KARAHASANOĞLU

Tarih: 16.02.2022 11:13

      HAYATIN İÇİNDEN                            

Facebook Twitter Linked-in

                                       HAYATIN İÇİNDEN                            

 

                          Günlük yaşantısında insanlar ne yapar? Eminim hepinizin vereceği bir cevap vardır. Ama ben sizi duymuyorum. Daha doğrusu duymak istemiyorum. Kendime göre cevap vereceğim. İster hoşunuza gider, ister hoşunuza gitmez. Ben, buyum işte! Size göre yanlış olabilir! Düşünceye saygınız da, olmayabilir!

Ben, bildiğim doğruluktan vazgeçmeyeceğim. İnadına size düşüncelerimi aktaracağım.

Aranızda mırıltılar duyuyorum. Ne, o! Yoksa, bana karşı mı geliyorsunuz? Yok, öyle yağma! Ben, ne dersem, o olacak.

Bırakın artık zırvalamayı. Her gün yeni bir mırıltıyla karşıma geçiyorsunuz. Anlamadım mı, zannediyorsunuz. Oysa, ben her şeyi çok iyi anlıyor, çok iyi analiz ediyor ve çok iyi yorumluyorum. Sizde, kendinize göre basit dünyanızda debelenip duruyorsunuz.

Yok, yok. Sakın ha! Ağzınızı açmayın. Söyleyecek olduklarınız içinizde kalsın. Dudaklarınızdan tek sözcük dökülmesin. Sonrasına, karışmam. Ben, işimi bilirim. Ben, istediğimi yaparım. Ben, istediğimi söylerim. Ben, her şeyi kendime göre yaparım.

Siz, ne için düşünmüyorsunuz? Buna da, ben cevap vereyim. Çünkü, çünkü siz düşünemezsiniz. Düşündüklerinizi de, aktaramazsınız.

Neden mi? Orasını ben bilmem. Ben, bildiklerimi bilir, söylemek istediklerimi söylerim. Ötekine berikine karışmam. Karıştığım tek şey sizinle nasıl rahat konuşabileceğimdir.

Yoksa siz yanlış mı düşünüyorsunuz. Aaa! Ben de sizin hakkınızda ne kadar güzel şeyler düşünmüştüm.

Hani, derler ya! “Elini sıcak sudan, soğuk suya koymam”

İşte, ben öyleyim. Tek sizin iyiliğinizi rahatlığınızı düşünüyorum. Aç kalmanıza yada sokakta yatmanıza gönlüm razı gelmez.

Size bir şey söyleyeyim mi? Aramızda kalsın ama! Kimseye bir şey söylemeyeceğinize, söz verirseniz, size sır vereceğim. Sır, derken yine beni yanlış anlayacağınız hissine kapıldım. Düşündüğünüz gibi sır değil. Yine, bana acayip bakıyorsunuz. Oysa, ben sizin hep iyiliğinizi düşünüyorum.

Aç kalmanıza gönlüm asla razı gelmez. Bunu bilmenizi isterim. Şimdi size, sır veriyorum;   Kendinizden başka kimseye itimat etmeyin. Her kim olursa olsun, harama bulaşmadım diyene, inanmayın. Başını secdeye her koyanın namaz kıldığını sanmayın.  Ders alacağınız menkıbeyi dikkatlice okumanızı tavsiye ederim.   

İmam Birgivi Osmanlı döneminde yaşayan bir alimdir.  “Dönemin kadılarından biri bir fetva çıkartır. İmam Birgivi fetvaya kızar ve yırtar. Bunun üzerine kadı efendi, İmam Birgiviyi yanına çağırtır. İmam Birgivi, fetvahaneye girdiğinde kadı efendi, namaz kılmaktaydı. İmam Birgivi selam verip uygun yere oturur. Kadı efendi, namazı bitirdikten sonra İmam Birgiviye hitaben; “hem fetvayı yırtarsın, hem de namaz kılan birine selam verilmeyeceğini bilmeyecek kadar cahilsin.” İmam Birgivi gayet sakin sesle; “ dediğiniz doğrudur.  Ama ben namaza duran birine  selam vermedim ki!.” Kadı efendi; “nasıl olur, ben namaz kılıyordum.”  Deyince İmam Birgivi; “hayır, siz namaz kılmıyordunuz.” Kadı efendi kızarak; “ya, ne yapıyordum?”imam Birgivi aynı sakinlikle; “siz yatıp kalkıyordunuz. Zira o esnada şu duvara bir pencere açıp açmamayı hesaplamakla meşguldünüz.”

Kadı efendi aldığı cevap karşısında donakalır. Ne diyeceğini bilemez. Hakikaten o sırada pencere açıp açmamayı düşünüyordu. Demek ki, İmam Birgivi kalpten geçenlere vakıf olacak kadar büyük mana adamıydı. İmam Birgivinin ellerine sarılarak affını diler.                        

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —