GENÇLİĞİNİ ARIYOR
Yaşlı adamla, genç bir adam merdiven basamaklarını çıkıyorlar.
Yaşlı adam, her basamağa çıktığında bir şeyler mırıldanarak, diğer basamağa çıkıyor. Diğer basamağı da çıktıktan sonra genç adama dönerek; “benim ne söylediğimi merak ediyorsun değil mi? Şükrediyorum. Bir basamağı çıkmanın ne denli zor olduğunu ve çıktıktan sonra daha iyi anlıyorum. Bunun için Allah’a şükrediyorum. Beni şimdi anlayamazsın. Çünkü her işi kendin yaptığını düşünüyorsun. Oysa yaşlandığında beni daha iyi anlayacaksın.”
Yaşlanmak her canlının başına gelecek olan bir olgudur. Ölüm gençken, uzak olsa da, hiç kimse yarım saat sonrasının garantisini veremez. İster, genç, ister yaşlı hiç fark etmez. Ancak yaş ilerleyince, ölüm daha yakın hissedilir, hepsi bu kadar.
İki büklüm olan yaşlı adam, yolda yavaşça ilerlerken, babasının elinde yürüyen çocuk meraklı bakışlarla yaşlı adamı süzdükten sonra babasına dönerek; “babacığım, yaşlı adam yerde ne arıyor?” dedi.
Baba, çocuğuna dikkatli bakarak; “neyi olacak! Gençliğini!.”
Hayat, her daim bizlere bir şeyler sunar. Kimi zaman anlar, kimi zamanda anlamayız. Gelip geçen yılların ardına baktıktan sonra bir çok şeyi anlarız.
Zamanın geçip gittiği, neden sonra anlaşılır. İşte, o zaman her şey geçmiş olur. Hiçbir şey kalıcı değildir.
Bugün varsın, yarın yoksun.
Bugün gençsin, yarın yaşlısın.
Bugün sağlıklısın, yarın hastasın.
Bugün çalışansın, yarın emeklisin.
İki kapılı handan kimler gelip geçmedi ki, daha da geçecek. Önemli olan gök kubbe altında hoş bir seda bırakabilmek. Günler geçsin, haftalar geçsin, aylar geçsin derken, yıllar akıp gidiyor.
İlkbahar gelsin, yaz gelsin derken sonbaharın eylül ayını yola koyduk, ekim ayının takvim yapraklarını tek tek geride bırakıyoruz. Kasım ayına doğru adım adım yaklaşırken kış mevsiminin ilk ayı olan Aralık ayı bizi karşılayacak. Soğuklar, başlayacak, yeni yıl yine bu soğuk aylarda olacak.
Eski yıl geride anılarıyla baş başa kalacak. Şubat gelsin, kış bitsin diyeceğiz. Sonra ilk bahara doğru yelken açmak için sabırsızlanacağız. Mart’la birlikte Nevruz kutlamaları başlayacak. Bir Nisan şakası unutulsa da, bazen belleklerde saklıdır.
Çiçekler, yapraklar yeniden açacak doğa canlanacak. Mayıs ayının gelmesi çayın ilk sürgününde gelmesi demektir. Mayısla birlikte ilkbahar yerini yaz mevsiminin ilk ayı olan Hazirana bırakacak.
Haziran kendine göre sıcaklığıyla canlılara kucak açacak. En uzun gün 21 Haziranda farklılığını gösterecek. Temmuz ayına doğru adım adım gidilirken, yaz ayının en yoğun sıcakları yaşanır. Ağustosla birlikte fındık hasadı başlar. Fındıklar dalda kalmasın diye herkes canla başla fındığı toplar. Fındık bahçelerinin kimi temiz kimi de dikenlidir.
Mevsim döngüsü böyle devam eder gider. İnsanlarda geçen mevsimlerle birlikte yaşlanır.
Çocuk, genç olur. Genç, yetişkin olur. Yetişkin, yaşlanır. Yaşlı, ölür.
Dönme dolap gibi biri biner, biri iner.