ON İKİ BİN AKÇE
Hz. Ebu Bekir, hırkasıyla evinde otururken kapı çalınır. Kimdir diye içinden geçirir. Kapıyı açtığında, karşısında bir adam görür. Adam, Hz. Ebubekir’den on iki bin akçe borç ister. Ebubekir; “bütün malımı Allah yolunda harcadım. Neyim var neyim yok verdim. Sırtımdaki elbiseyi bile bir fakire söz verdim. Nasıl sana borç vereyim.”
Borçlu adam; “borcumun bugün son günü. Sen faziletlisin.” der.
Hz. Ebubekir, düşünür ve tanıdığı Yahudi aklına gelir. Yanına gidip on iki bin akçe ister. Yahudi ne zaman vereceğini sorunca, Hz. Ebubekir; “yarın öğleden sonra öderim.”
Yahudi; “ya ödeyemezsen ne olacak?”
Hz. Ebubekir, “ödeyemezsem, senin kölen olurum. İstersen beni satarsın yada hizmetinde kullanırsın.”
Yahudi, on iki bin akçeyi Hz. Ebubekir’e verir. Hz. Ebubekir’de borçlu adama giderek; “al bu on iki bin akçeyi, borçlarını öde”.
Hz. Ebubekir, oturur. Allah’a tevekkül eder. Borcu nasıl ödeyeceğini düşünür. En iyisi Yahudi’ye köle olayım diye aklından geçirir. Bu düşüncelerle kızı Hz.Ayşe’nin evine varır. Kızına olan biteni anlatır ve hellallık ister. Kızı babasının durumuna çok üzülür. Bir Yahudi’ye köle olacağına çok üzülür ve baba kız birlikte ağlarlar.
Hz. Ayşe’nin gözünden akan bir damla yaş yere düşerken, cevher olur. Hz. Ayşe babasına bu cevheri verip, pazarda satarak parasıyla borcu ödemesini söyler.
Hz. Ebubekir, cevheri alarak pazara gider. Allah-Teala olan bitenden haberdardır.
Cebrail Aleyhisselamı yanına çağırarak, “Resulullah’ın zevcesi Hz. Ayşe’nin göz yaşından cevher yaptık. O cevheri buraya geri getir kudret hazinemden yirmi altın al. Kulum Hz. Ebubekir’e ver.”
Hz. Ebubekir, pazarda cevheri satacağı sırada, Cebrail Aleyhisselam insan kılığında yanına gider. Cevherin fiyatını sorar. Hz. Ebubekir, on iki bin akçe olduğunu söyler.
Cebrail Aleyhisselam, değerinin daha fazla olduğunu söyler. Ve eteğini açmasını ister. Hz. Ebubekir, eteğini açar, Cebrail Aleyhisselem, yirmi bin altını eteğine döker.
Hz. Ebubekir, Yahudi’nin yanına gider. Yahudi; “kölem olacaksın ve benim hizmetimde çalışacaksın.”
Hz. Ebubekir, borcunu getirdiğini söyleyerek yirmi bin altını Yahudi’ye verir. Yahudi altınlara bakar, on iki bin akçeden fazla olduğunu söyler. Ve altınlardan birini eline alır.
Altının bir yüzünde ‘La İlahe İllallah, Muhammedün Resulullah.’, diğer yüzünde ‘ Kul hüvellâhü ehad 2- Allâhüssamed 3- Lem yelid ve lem yûled 4- Ve lem yekün lehû küfüven ehad.’ Yazılı olduğunu görür.
Ve Hz. Ebubekir’e dönerek; “senin dinin haktır, sen evliyasın. Hz. Muhammed hak Peygamberidir.” der ve Müslüman olur. Aldığı yirmi bin altını da fakirlere dağıtır.