Fatma Karahasanoğlu

Tarih: 15.11.2025 11:39

ON BEŞ YAŞINDAKİ ASLAN 

Facebook Twitter Linked-in

                                   ON BEŞ YAŞINDAKİ ASLAN       

 

                    Adam o gün hayvanat bahçesine gitmeyi planlar. Aceleyle evden çıkar. 

Hayvanat bahçesine gider. 

Paslı parmaklıkların ardında, fazla  büyük olmayan beton bir kafeste, bir aslan görür. zayıf, çelimsiz, bitkin, tüyleri seyrekleşmiş bir aslan! 

Kafeste asılan levhada, “Afrika Aslanı, erkek, 15 yaşında" yazıyı okur. Aslanın adı levhada yazılmamıştı. 

Kafesin önünden geçen çocuklar, oturan aslanı ayağa kaldırmak için kafesin içine mısır patlağı ve küçük çakıl taşları atar. 

Aslan, hiçbir harekette bulunmaz. Gözlerini, uzaklara bir noktaya diker. 

Adam, olan biteni izler. Bir saatten fazla kafesin önünde kalır. Nedenini bilmediği duyguya kapılır. Tek bildiği kafesin önünden ayrılmayacağıydı. 

Bir zaman sonra hayvanat bahçesi görevlisi, adamın yanına gelir.

Adam, görevliyi birkaç kez süzdükten sonra; “aslan, neden  böyle?" der..

Hayvanat bahçesi görevlisi umursamaz tavırla; "Yaşlı. Hasta. İşe yaramaz. Artık kimse onu görmeye gelmiyor." Der.

Adam, duydukları karşısında çok etkilenir. Bir aslanın bu şekilde ölüme terk edilmiş olmasına gönlü razı gelmez. Ne yapacağını bilemez. Ancak bir şeyler yapması gerektiğini birkaç kez kendi kendine tekrarlar. 

                     Adam, o gece uyuyamaz. Aklında hep, gördüğü aslan vardır. Aslanın bakışlarını da hiç unutamaz. 

Sabah erken kalkar. Aldığı kararı uygulamak için evden çıkar. 

Arabasını satar. Biriktirmiş olduğu paralarını alır. Hiç vakit kaybetmeden hayvanat bahçesine gider. Bir gün önce konuştuğu görevliyi arar ve bulur. Aslanı almak istediği söyler. 

Görevli şaşırarak adama bakar. Tek kelime söylemez. 

Adam, tekrar aslanı almak istediği söyler. Para dolu zarfı görevliye uzatır. 

Paslı kafesin kapısı açılır. Aslan, yorgunluktan ve yıllarca hapis yatmış gibi sallanarak ayağa kalkar. 

Adam, aslanı  bir kamyonete bindirir. Ve hayvanat bahçesinden çıkar. 

Uzun bir yolculuktan sonra ormanlık alana gelir. Arabayı durdurur. Aslanın yanına gider. Aslan, dışarı çıkıp çıkmama konusunda tereddüt eder. 

Adamın ısrarı karşısında aslan ürkek adımlarla dışarı atlar. Bir ağacın altına oturur. Adamda aslanın yanı başına oturur. 

Adam sabırla bekler, bir gün, iki gün üçüncü günün sonunda aslan oturduğu yerden ağır ağır kalkar. Bir adım atar, iki adım sonra koşmaya, kükremeye başlar. 

Adam gülerek; “sen kafes için yaratılmadın. Özgürlüğünü doyasıya yaşa.”

Aslan, her geçen gün  gücünü daha da kazanır. 

Aslan, her gün adamı, ağacın altında bekler. İki ayrılmaz, dost olurlar. 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —