Fatma Karahasanoğlu


SÜMERBANK BASMALARI

Aklıma nereden geldi bilmiyorum ama  Sümerbank basmaları!


SÜMERBANK BASMALARI

 

                               Aklıma nereden geldi bilmiyorum ama  Sümerbank basmaları!

Maçka’da ki Sümerbank’ı dün gibi hatırlarım. 

Çocukluğumda her hafta gittiğim  Sümerbank’ı hala hafızamda saklı tutarım. Gıcırdayan tahtaları ve raflardaki kumaşlar, basmalar ve tabaklar. Bir de, tezgah arkasında güler yüzlü tezgahtarı. Her müşteriyle yakından ilgilenip, yol göstermesi mağazanın değerini daha da artırırdı.  Tertemiz dolaplar, bankolar, ilk bakışta göze çarpanlardı.  

Mağazadan içeriye girildiğinde farklı bir koku burun deliklerini sızlatır. Her adımda tahtalardan çıkan ses farklı bir dünyaya götürür. Tahtaların çıkardığı ses kadar renkleri de dikkat çekiciydi. Üzerinde bir toz, bir leke görünmezdi. Nasıl temizlik yapılırdı bilmem ama çok temizdi.

Raflar, al benisi rengarenk basmalarla doluydu. Gözler, radar gibi mağazayı tararken, ilgisini, çeken noktalarda uzun süre beklemede kalır. Sonra yine dolaşmaya başlardı. 

Kumaşlar, porselen tabaklar, “beni de al, beni de al” dercesine göz kamaştırır. 

Ağır, ağır  yürüyen müşteriler bir anda samimi ortam yaratır. Hoş sohbet muhabbet derken, bir çoğu tanıdık çıkardı. 

Tezgahtar satılan ürünleri itinayla paketleyip, müşteriye verirken, her zaman ki kibarlığından hiç ödün vermezdi. 

Müşteri özenle yapılan paketi, alıp ödemesini yaptıktan sonra herkese iyi günler deyip, kapıdan mutlu şekilde çıkıp giderdi. 

Gezenler, mağazaya yeni girenler, alış verişini tamamlayıp çıkıp gidenler, bir ahenk içinde olup bitiyordu. 

                           Göz alıcı renkli basmalar, her zaman olduğu gibi yine dikkatimi çekti. Özellikle kırmızı desenli basma. Anneme alması için birkaç kez söyledim. 

Annem, başka şeylerle meşguldü. Porselen tabakları inceliyor, hangisini alacağına karar vermeye çalışıyordu.  Çekiştirmemle annem bana döndü. Basmayı gösterip almasını tekrar söyledim. 

Annem, basmalara göz gezdirdikten sonra almak istediğim basmayı tezgahtardan raftan indirtti. Kaç metre basma alacağını yine annem tezgahtara söyledi. Birkaç desen daha beğendim basmalarda özenle metreyle ölçülüp, kesildi. Her biri ayrı ayrı paket yapıldı. Ben en çok kırmızı desenli aldığım basmaya seviniyordum. 

Şu an hatırlamıyorum ama annem bir çok şey aldı. Paketleri zor taşıdık. 

                                  Şimdi o Sümerbank’ın bulunduğu yere bakıyorum da, yıllar ne çok şey değiştirdi. Eski halinden eser kalmadı. On katlı iki blok eskiyi silip süpürdü. 

Ne Sümerbank’ın gıcırdayan tahtalı mağazası kaldı, ne de göz alıcı rengarenk basmaları.