ismet eyüboğlu


ANLAR-4

Yazdır ANLAR-4


https://mail.google.com/mail/u/0/images/cleardot.gif

Yazdır

ANLAR-4

 

Okula MERHABA  diyoruz.
Akarsuyun üstünde , ahşap köprüler varmış , birisi aşağıda, diğeri yukarıda.
Boz yukarıdaki köprüden geçtik.Karşıda yine kahve, bakkal dükkanı varmış.
Ama onlar Çayırlar Köyü'ne aitmiş.Sahibi de Yusuf'muş, Mülâyim bir insandı
Yusuf ağa.Kısa bir süre sonra da öldü gitti Yusuf ağa genç yaşta. 
Küçük bir patikadan kıvrılarak okula vardık.
Okuldan içeri girer germez bizi tuvalet karşıladı.Etraf açık . apak.
Okul klasik, iki derslikli, somurtkan bir bina.Biz lojmana geçtik.Lojman da iki oda 
bir mutfak.Bir odasını yatak odası, diğerini de oturma yeri olarak kullanılıyor.
Sobayı bir şeylerle tutuşturdular.
Belli ki tavan su geçiriyor.Onun için eşyalar öteye beriye zaman zaman çekiştiriliyor.
Sordum ,öyleymiş. hatta okulda da öyle, yağmur yağdı mı sıraları aşağı yukarı 
çek çekiştir.Ne âlâ, ne güzel memleket.
Yemek için bir şeyler hazırladılar, beraber yedik.O arada da sohbet ettik,  
 Sebahattin devrimci eğilimleri olan bir arkadaş, Ömer'de öyle bir eğilim yok, o sıradan bir 
kimlik, evli,barklı; çoluk çocuk sahibi bir insan..
Ahmet'in öyle bir fikri de yokmuş, o sevdiği bir kız  varmış, onun bütün dünyası oymuş, 
onun için de köye pek uğramazmış.
Köylünün ilgisizliğinden dert yandılar, belli insanlar varmış , görüştükleri:
Mustafa çavuş, Hikmet Uzun, Kuru Memet , Kanlının Hasan, bir de bakkal çakkal vb.
Beni pek sivri buldular. gerçekten de o yıllarda ayaklarımız pek yere basmıyordu, 
atıp tutuyorduk bol keseden.
Bana gösterilen yerde yattık.
Uyumadan önce :
"Böyle bir yerde yasamayı kendi onuruna yedirebilen bir kişi, burada hiçbir şey 
yapmamayı göze alıyor." demektir.Biz buraya maskara olmaya gelmedik, bu da 
öncelikli olarak okul binasından başlamak gerekiyor , onu öncelikli olarak bir 
düzene sokmamız lazım.Yarin bir de okulun iç yapısına bakalım. Ama öncelikle
kendime ait bir yerleşik bina bulmam gerekiyor.Ondan sonra da gidip anamı almam 
gerekiyor.Bunları düşünerek uyudum.
Ertesi gün kalktık, okulun önü çocuk çabalıyor.Kayıtlı kayıtsız, kızılı oğlanlı, tam 
yüz yetmiş beş öğrenci. Bana birici sınıf düşüyor. Elli tane öğrenci varmış, on tanesi
kayıtsızmış. 
Okulun içine girdik.Berbat, her şey kırık dökük , sıralar , masalar eski püskü.
Badana ,  boya yok, uyduruk bir karatahta, tebeşir vb.
Öğrencilerin giyimi kuşamı da öyle, yırtık pırtık giysiler.Yüzlerinden belli cin gibi
çocuklar.
Düştük ev aramaya, bulduk da.Okulun az yukarısında, ıssız bir yerde bir ev.
İki oda bir mutfak, bana fazla bile geliyor.
Döndüm , gittim, anamı ve eşyalarımı alıp gelmeye

DEVAMI HAFTAYA