DUYGU KARAHASANOĞLU


                             “BURANIN AĞASI MISIN”

                             “BURANIN AĞASI MISIN”


                             “BURANIN AĞASI MISIN”

                      

                   Trafik kazalarının her geçen gün artması bir çok ocağı söndürürken,  bir çok ocakta da, derin izler bırakmaktadır. Özellikle bayram günlerinde meydana gelen trafik kazaları aile ocaklarına kor gibi düşerek, bir çok can feryadı figan ediyor. Bazen yolların bozukluğu bazen de, sürücü hatalarından kaynaklanan kazalar, trafik canavarına iyi bir yemek sunmaktadır.

               Akan trafikte sinirlenmek öndeki aracın hızına kızıp, daha çok hız yapmak, kırmızı ışıkları ihlal etmek gibi daha bir çok kural dışı hareketlerde bulunmak elbette sonunda kazayı doğuracaktır.

Geçen gün Trabzon’a giderken, önden giden araç, sağ sinyal yakıp sola döndü. Yetmemiş gibi yolun ortasında durup, aşağıya indi. Karşı yönden gelen aracın yolunda durduğundan kornalar peşi sıra çaldı. İki adam, ağız talaşına başladı. Ne küfürler, havada savruldu. İnanamazsınız. Derken, arkada sabırla bekleyen kamyon sürücüsü birden kavganın ortasına girdi. Uzun boyunun ve kilosunun avantajını kullanarak her iki adamı da omzundan tutup, “siz, buranın ağası mısınız? İkinizi de parçalarım. Şimdi defolun bakayım. Hadi arabalarınıza marş marş.” Diyerek iki adamı da öne doğru itekledi.

                  Şimdi sormak gerekir. Bu gibi hanzoların trafiğe çıkması sizce ne kadar doğrudur? Trafik kurallarını ihlal etmelerini bırakın adamlar kural bilmiyor. Ağızlarında sakız, tam çağ dışı bir davranış!

Sürücü koltuğunda oturanların bir çoğu farklı dünya içerisine girmektedir. O koltukta oturanlar kendilerini dünyanın hakimi olduğunu düşünüyor. Her şeyi o bilir, her şeyi o anlar, her şey onunla hayat bulur.

İnsanlar kendi dünyalarında bir değerdir, buna şüphe yok. Ancak herkesin değeri bir başkasının hayatına kast edecek kadar değer taşıyamaz.

Gidilecek yere bir saat geç gidilsin, can kaybı yaşanmasın. Acele giden ecele gider. Sözüyle hareket edilirse inanın hiç kimsenin kirpik uçlarında hazır bekleyen göz yaşları damlamaz. Hayat zaten meşakkatli bir yoldur. Bir de buna trafik canavarını eklemeyin.

Arkadaşını arayan genç kadın, “kahvaltıyı hazırla bende en geç bir saat sonra sendeyim.” Telefonu kapattıktan sonra otobanda seyir etti. Başına gelecekleri nereden bilecekti. Karşı yönden gelen tır, hızını alamaz ve genç kadının kullandığı aracın üzerine düşer. Genç kadın olay yerinde hayatını kaybetti. Kahvaltı hazırlayan arkadaşı, uzun süre bekledikten sonra telefon açar. Hattın karşı ucundaki ses tanıdık değildi. Arkadaşının trafik kazasında öldüğünü öğrenince, kaynar sular başından aşağıya döküldü.

                    Demek ki, trafik kurallarına tek taraflı uymak fazla ,işe yaramıyor. Seyir halinde bulunan tüm araçlar trafik kurallarına uymalı. Tabii trafik canavarını sevindirmek istemiyorsak. Herkese iyi bayramlar…