Fatma Karahasanoğlu


BİR FIÇI YAĞ, BİR DİLİM PEYNİR 

Aylaklıktan usanan mirasyedi bir adam, ülkesinin sultanına çıkıp dürüstçe yaşamak için kendisine bir yol göstermesini istedi.


                                            BİR FIÇI YAĞ, BİR DİLİM PEYNİR     

 

                            Aylaklıktan usanan mirasyedi bir adam, ülkesinin sultanına çıkıp dürüstçe yaşamak için kendisine bir yol göstermesini istedi. 

Sultan adama ağzına kadar dolu bir fıçı zeytinyağı verdi. Bunun tek bir damlasını bile dökmeden şehrin bir ucundan öbür ucuna götürmesini söyledi. Döktüğü takdirde hemen orada boynunun vurulacağını da söyledi.Yanına da kontrol için iki gözcü verdi. 

Adam, bütün dikkatini ve zekâsını kullanarak bir damla bile dökmeden fıçıyı şehrin diğer ucuna götürdü. 

Sonra padişahın huzuruna yeniden çıktı. Görevi yerine getirdiğini söyledi. 

Padişah, adama sordu: “Şehirde ne gördün? O gün şehirde pazar kurulmuştu, her yer iğne atılsa yere düşmeyecek kadar kalabalıktı.” 

Adam başını öne eğerek;  “sultanım,  fıçıdaki yağı dökmemek için öylesine bir dikkat içindeydim ki, bir an bile çevreye bakamadım. Bu nedenle hiçbir şey görmedim.” dedi. Padişah bu cevaptan sonra o kişiye şu tavsiyede bulundu: “İşte, yaptığın her işte böyle dikkatli olur, kendini işine verir, Allah’ın her an seni kontrol ettiğini aklından çıkarmazsan hiç bir zaman doğru yoldan ayrılmazsın.” Der. 

Adam, o günden sonra padişahın dediği yapar. Ve mutlu olur. 

                         Kıssadan hissede alınacak çok ders var. her kim olursa olsun yaşadığı hayattan zevk almalı. Bir başka hayata özenmemeli. En güzeli en doğru olan hayat, aslında insanın kendisinin yaşadığı hayattır. 

Bir başkasının hayatını imrenenler, nasıl bir çıkmaz sokağa girdiğinin farkında değildir. Bunun yanında açgözlülük de, bir başka mutsuzluğun örneğidir.

Karga hikayesi buna belki de, en güzel örneklerden biridir. 

Karga, ağzında peynirle, uçarken, karşı kayalıklarda gölgesini görür.  Gölgedeki peynir ona çok daha büyük görünür. 

Karga, bir gölgesinde peynire, bakar,  bir de ağzında ki peyniri düşünür. Hangisini tercih edeceğine karar veremez.

Birkaç defa kayalıklara doğru uçar, geri döner. Alçalır, yükselir. Gölgesindeki peynir de, hep kargaya büyük görünür. 

Gölgedeki peynire hamle yaptığı sırada ağzındaki peyniri düşürür. Karga, bir anda şaşırır. Gölgesinde gördüğü peynir gibi ağzında taşıdığı peynirde yere düşüp taşların arasına girer. 

Karga öteye beriye uçar, ancak düşürdüğü peyniri bulamaz.