YAŞIYORUZ
Yaşıyoruz, yaşamıyoruz! Biliyoruz, bilmiyoruz! Görüyoruz, görmüyoruz! Duyuyoruz, duymuyoruz! Anlıyoruz, anlamıyoruz! Yorumluyoruz, yorumlamıyoruz! Okuyoruz, okumuyoruz! Yazıyoruz, yazmıyoruz! Çalışıyoruz, çalışmıyoruz! Üretiyoruz, üretmiyoruz! Konuşuyoruz, konuşmuyoruz!
Menfaate dayalı işler gündeme geldiğinde, yukarıda sıraladıklarımız yerine oturuyor. Zamanı gelince konuşuluyor, yada konuşulmuyor. Tüm bunlar birilerinin dayatmalarıyla oluyor. Duyup da, menfaat ilişkisiyle duymazlıktan gelmek insanlık adına en büyük ihanettir. Görüp de, görmezlikten gelmekte ihanetin arasına girmektedir. Hiç kimse sütten çıkmış ak kaşık değildir. Hatalar, yanlışlar her insanın fıtratında olandır. “ben hata yapmam, ben yalan konuşmam, ben haram yemem.” Diyenler sadece kendisini kandıranlardır. Allah huzuruna çıktıklarında hesabını kendileri verecektir.
Yanlışı duyuyor, görüyor fakat menfaati olduğu için ses çıkarmıyor. Bu gibi insanların ihaneti, toplumu germektedir. Ne yazık ki, böyle bir ihanetinde farkında olunmuyor. Aslında farkında olunuyor da, mevki makam koltuk kaybetme korkusuyla konuşmuyor.
Yaşamak nedir? Önce bunun anlamını bilmek gerekir. Hayvanlar, kuşlar, ağaçlar, çiçekler, çimenler, dağlar, taşlar, kayalar, dereler, okyanuslar, denizler, ırmaklar, nehirler kısacası kainatta yaşayan tüm canlılar bizimle birlikte yaşam sürmektedir.
Nehirlerin ve insanların yaşam koşulları aynı mı? Öncelikle bunu yorumlamak lazım. Nehirlerin işlevi nedir? İnsanların dünyaya geliş nedeni nedir?
Bunları biliyoruz ama bilmiyoruz. Çünkü hayatlar tek tip oldu. Herkes aynı şeyi düşünecek, aynı markete gidecek, aynı yiyecekleri tüketecek, ekran karşısına geçip kuruyemiş yiyecek. En tehlikesi hangisi diye sorsam, çeşitli yanıtlar alırım.
Ancak en tehlikesi düşüncelerin ipotek altına alınmış olmasıdır. Düşünceler açık ve net şekilde açıklanmalıdır. Ancak birine hakaret etmek, küfretmek düşünce özgürlüğüne girmez. Para, pul içinde, düşünceler satılmaz.
Toplumun yararına, toplumun menfaatine yapılan her doğru işi yazmak ve konuşmak insanlık adına bir görev ve sorumluluktur.
Birilerinin etkisinde kalarak, kendi hür düşüncesini açıklamayanlar, önce kendine daha sonra topluma verdiği zararın farkında değildir.
Şimdi diyeceksiniz ki, nasıl bir zarardır? Açıklayayım efendim! Sizin, kendinize göre daha doğrusu toplum yararına uygun düşünceleriniz var. Ne var ki, söylemek hususunda biraz çekimsersiniz, dahası söylemeye gerek duymuyorsunuz.
Aslında, düşüncenizi aktarabilseniz, bir çok kesim bundan faydalanacak. Toplumda faydalı iş yapmak ve toplum yararına çalışmak her bireyin görevidir. Bunun ötesi berisi yoktur. İyi iş yapanlarla iyi iş yapmayanların arasındaki fark görülmelidir. Sizde düşüncenizin yararlı olduğunu bildiğiniz halde susarak açıklamamak topluma yapılan bir ihanettir.
Yararlı düşünceler toplumda yer bulmadıkça, zararlı düşünceler toplumu zehirlemeye devam edecektir.