Osman Konak

Tarih: 02.06.2023 11:40

ASIM GENÇ

Facebook Twitter Linked-in

ASIM GENÇ

YORGANCI

 

                1939’da Maçka Zaferli(Zerfili) köyünde dünyaya geldim. Babam Talip Genç’ in hiçbir mesleği yoktu. Geçimini sağlaması için köy de çiftçilik ve hayvancılıkla uğraş veriyordu. Fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gözlerimi açmıştım. Bu fakirlik benim hiç okula gönderilmeme sebep oldu ve babam beni hiç okula gönderemedi. Daha sonraki yıllarda ilkokulu dışarıdan bitirdim ve ilkokul diplomasını aldım.

 

12 yaşıma geldiğimde İstanbul’da yorgancılık sanatı ile uğraş veren ağabeyim Abdurrahman Genç beni yanına alarak yorgancılık mesleğime çırak olarak İstanbul’da başladım.

 

                Ağabeyimle İstanbul’da beraber yedi yıl çalıştıktan sonra artık bende yorgancılık sanatını öğrenmiştim. Babam köyde çiftçiliğe devam ediyor, ben ve ağabeyim İstanbul’da para kazanmak için uğraş veriyorduk.

On yedi yaşıma geldiğimde babam beni evlendirmek isteğini söyledi. Bende buna karşı gelemedim ve beni 17yaşında evlendirdi.

 

Yapmış olduğum bu evlilikten ilerleyen yıllarda iki erkek bir kız çocuk sahibi oldum. Bir köy düğünü ile evlendikten bir müddet sonra tekrar İstanbul’a çalışmaya gittim. Ağabeyimin yanından ayrılarak seyyar yorgancılık yapmaya başladım.

 

İstanbul’un her semtinde, mahallelerinde sokak sokak gezerek “Yorgancı geldiiii” diye bağırıyor, müşterilerin yatak, yorgan gibi ihtiyaçlarını kendi evlerinde yapıyordum. Üç yıl İstanbul’da seyyar yorgancılıkla bu sanatımı devam ettirdim.

 

              1959’da askerlik hizmetimi yapmak için askere gittim. Askerlik hizmetimi Hatay da jandarma er olarak tamamladım. Askerliğimi bitirip Maçka’ya geldim ve bir müddet kaldıktan sonra yine gurbete gitmek zorunda olduğumu anladım. Ailemi tekrar köyde bıraktım. Ben ve ailem istemezse de para kazanmak için bir gemi yolculuğu sonrasında İstanbul’a gittim.

 

İstanbul/ Pendik semtinde de bir işyeri kiralayarak yorgancı dükkânı açtım. Bu dükkânı bir yılın sonun da kapatıp başka bir ilçesi Sarıyerde yeni bir dükkân açtım. Yüz civarında çeşitli yorgan modelleri üretiyordum. Kolay modellerden bir günde iki adet yorgan yapabiliyorduk. Modelleri zor olan yorganları ise ancak üç günde bir yorgan yapabiliyorduk.

 

Şimdilerde ise hazır yorganların kullanıldığı, artık elde yapılan yorganlara çok ihtiyaç yoktur. Bu gün gün geçtikçe bu sanatın yok olmaya yüz tuttuğu bilinmektedir. Bir yılın sonunda bu dükkânı da kapatarak tekrar seyyar yorgancılığa devam ettim.

 

İki yıl bu şekilde çalıştım ve biraz para kazandım. Ancak köyde bulunan babam ve annem yaşlanmıştı. Ayrıca eşim ve çocuklarımda köyde olduğu için İstanbul’da gurbet ellerde yaşamak zor oluyordu.

 

Maçka’ya dönmek zorunda olduğumun bilinciyle babamın ve ailemin bana ihtiyaçları olduğunu düşünerek İstanbul’da ki esnaflık yaşantıma nokta koydum. Köyümde bulunan ailemin yanına, memleketim Maçka’ya döndüm.

Maçka’ya geldiğimde birkaç ay boş gezdim. Mesleğimi devam ettirebilecek boş bir dükkân aramaya başladım. Bir müddet sonra şimdiki otel Sümela’nın yerinde bulunan, o yılların en iyi kahvehanesi ve oteli olan “Yenigün Oteli” bitişiğinde mülkiyeti Recep Bahçekapılı’ ya ait boş dükkânı kiraladım ve çalışmaya başladım.

Sabah erkenden yürüyerek , bazen de ana yolda bulduğum araçla dükkâna geliyordum. Akşam ise köyümde yol olmadığı için ana yoldan yaya olarak köye gidiyordum.

 

              1965 de köyde yaşayan dostlarımın baskısıyla Muhtarlık seçimine girdim ve muhtar seçildim. Muhtar olarak verdiğim ilk söz gerekli yerlere müracaat ederek ilk işim köye yol yapılması için çalışacağıma söz vermiştim. Hemen kaymakamlık kanalıyla o yıllardaki adı(YSE) “Yol,Su,Elektrik” olan, daha sonra ki adıyla “Köy hizmetleri” müdürlüğüne müracaat ettim. Bir yıl içerisinde köyümüz olan Zaferli(Zerfili) ye köylününde desteğini alarak yol yapmıştık.

 

O yıllarda köylülerden salma adı altında para toplardık. Bir yılda kendi köylülerimden almış olduğum “salma” bedeli dört yüz(400) TL dir. Bunun 200 TL sini köyümün ilkokuluna harcadım. Geri kalan iki yüz(200) TL si ile köyün ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştım. İki dönem Muhtarlık görevimi başarı ile yürüttüğümü düşünüyorum. Muhtarlık süresince kendi işime çok zaman ayıramadığımı düşünerek muhtarlıktan iki dönem sonunda ayrıldım. Bu tarihten sonra artık mesleğime daha çok zaman ayırdım. 

            16 yılını İstanbul’da, 40 yılını da memleketim Maçka da tamamlamış olduğum esnaflık hayatımı 2009 da noktalamak zamanı geldiğini düşünerek dükkânımı kapattım.

 

Bir Bağ Kur emeklisi olarak hayatımı devam ettiriyorum. Kış aylarında Maçka merkez de bulunan evimde, yaz aylarında ise doğduğum topraklar olan Zaferli köyündeki evimde ikamet ediyorum.

 

“Bir söz söylersin dostlara selam olsun, bir söz söylersin, sevdiğim insanların kulağına küpe olsun… Bir gün gelir söz de biter hayatta biter”.

İlçemizin güzide esnaflarından olan Yorgancı Asım Genç ile 2015 tarihinde yaptığım bu söyleşiden sonra 2019’da vefat etti.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —