DOĞANIN GÖZ YAŞLARI
Kimi yazacaksınız, kime söyleyeceksiniz? Her şeyde kısıtlama söz konusuyken, yazmakta, söylemekte pek bir şey anlam ifade etmemektedir.
Yanlışa yanlış demeyi, doğruya doğru demeyi diyemedikten sonra yazmanında, söylemenin de, bir faydası yoktur.
Yeryüzüne halife olarak gönderilen insanlar, son yıllarda yeryüzüne ne için gönderildiğini ne yazık ki unuttu. Her olaya maddiyatla yaklaşılır oldu.
İnsanların yada hayvanların doğal yaşam alanlarına göz dikildi. Maçka’da yeterince taş ocağı olmasına rağmen ille de, yeni taş ocağı açmanın ne gereği var.
Zemin kaygan, toprak sağlam değil. O bölgede yaşayan binlerce canlının hayatı söz konusu iken, ille de, taş ocağı açmak neyin hesabına göre yapılmaktadır.
Doğada ağlar! Hiç kimse doğanın göz yaşlarını görmezden gelme lüksüne sahip değildir. Birileri zengin olacak diye binlerce canlının hayatı hibe mi edilecek?
Doğanın karşısında bu denli acımasız olmak düşündürücüdür. Dilsiz hayvanlar, biz insanlara emanet değil midir? Onlarında yaşam hakkı olduğu ne kadar çabuk unutuldu?
Bu dünya kimsenin baki kalacağı yer değildir. Sırası gelen elini, eteğini bu dünya üzerinden çekip gideceği kesinken, hala birilerinin zengin olma hırsını anlamak, inanın çok zor geliyor. Daha doğrusu bana mantıksız geliyor.
Nedir, bu denli mal mülk düşkünü olmak? Turizme bu kadar önem verildiği bu dönemde, eşsiz doğaya sahip Maçka’da ne diye taş ocağı açılmak isteniyor? Bacasız fabrika olan turizm söz konusuyken ne diye doğa katledilmek isteniyor?
Basın İlan Kurumunun, birkaç hafta önce turizm gazeteciliği ve yazarlığı konulu eğitim semineri vardı. Seminer iki gün sürdü. Bir çok konular masaya yatırılarak enine boyuna tartışıldı.
Trabzon’un geneline bakıldığında turizm potansiyelinin üst seviyelerde olduğu bir gerçektir. Yerli yabancı turistlerin kenti daha iyi tanımaları açısından, bu seminer önemliydi.
Nedenine gelince; gazeteciler yazdıkları yazılarla bölgesindeki bilinmeyenleri kaleme almak ve o bölgeyi iyi bir şekilde tanıtmaktır.
Şimdi asıl meseleye geliyorum. Maçka’da yapılmak istenen taş ocağını hangi turist gelip görmek ister. Turist için taş ocağı turistik bir yer midir? Görülmeye değerde midir? Turistlerin ilgisini ne kadar çeker? Trabzon’a hava yada karayoluyla gelen turistler taş ocağını gezmek ister mi? Turizm acenteleri, gezilecek yerlerin listesine taş ocağını da ekler mi?
Bir an önce taş ocağı açma sevdasından vazgeçilerek, istihdama yönelik çalışmalara hız verilmelidir. Bunca işsiz varken, bunca insan açlık sınırında yaşam sürerken, taş ocağı açmak istenmesi neyin nesi?
Maçka’nın tanıtımına katkı yapmak isteniyorsa, öncelikle gün yüzüne çıkmayan tarihi yerleri tespit edip, turizme kazandırmaktır.
Bu Maçka hepimizin! Atalarımızdan emanet aldığımız doğayı, bizden sonraki nesillere de, aynı şekilde bırakmak, boynumuzun borcudur.