DUYGU KARAHASANOĞLU


UZUN İNCE BİR YOLDAYIZ

Terör hız kesmeden eylemlerine bir başkasını ekliyor. Yakılan tırlardan sonra güvenlik güçlerinin olay yerine intikal etmesinden sonra kanlı terör örgütü bir kez daha şerefsizliğini gösterdi.


UZUN İNCE BİR YOLDAYIZ

                         Terör hız kesmeden eylemlerine bir başkasını ekliyor.  Yakılan tırlardan sonra güvenlik güçlerinin olay yerine intikal etmesinden sonra kanlı terör örgütü bir kez daha şerefsizliğini gösterdi.

Her şehit bir aile ocağına ateş düşürüyor. Ateşin düştüğü ocaklar yanıp kavrulurken, terör örgüt üyeleri bir başka eylem için hazırlıklarını yapıyor.  Şehit kanlarıyla çizilen vatanımız yine şehit kanlarıyla korunuyor. Her şehit cenazesinde; ?şehitler ölmez vatan bölünmez´ sloganı bir çok şeyi anlatıyor.

                       Terör örgütlerine destek çıkan ülkeler, bu sevdadan vazgeçmelidir. Terörün iyisi kötüsü olmaz. Gencecik fidanlar toprağa düşerken, terör örgütlerinin bazılarını savunanlar neyin hesabını yapmaktadır. İngiltere´de bir konser salonunda patlatılan bombada yaşları 13-20 arası değişen genç izleyicilerin  ölmesi, terörün ne denli kanlı bir örgüt olduğu hala anlaşılamadı mı? Silah tüccarları milyonlarca insanın ölmesi için mi silah üretiyorlar? Su ve kara parçasından oluşan dünyada sonsuza değin mi yaşayacaklar? Belli süreliğine misafir olarak geldiğimiz dünyada barış içerisinde yaşamak varken, savaşlar neyin nesi oluyor? İnsanlara bahşedilen bin bir çeşit nimet yetmedi de, sıra insan kanı içmeye mi geldi?

İnsan hayatları  yada diğer canlıların hayatları neden bir başkasını yada bir başkalarını rahatsız ediyor.

                                                           ***      

                      Uzun ince bir yolda yürürken, ebedi istirahate giderken, yanımızda neler götüreceğiz? Hangi dünya malını peşimize alıp gideceğiz? Yunus Emre, ?mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi? Mal da yalan mülk de yalan, geri kalanla sende biraz oyalan.´ Dünya böyle bir şeydir işte! Gerçek olan tek şey ölümdür! Ramazan ayına girmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle bir kez daha herkesin Ramazanı şerifini kutluyorum. İnşallah bu ayda yapılan ibadetlerimizi yerli yerinde yapar. Fakirlere gereken ilgi ve alakayı gösteririz.

Dört üniversiteli kız arkadaştan biri Aysun, her zaman ders çalışır. Arkadaşlarına pek uymazdı. Üç kız beraber gezer, birlikte çay içerlerdi. Aysun gezmekten çok ders çalışmayı, evde kalmayı tercih ederdi. Üç kız, bir akşam iftar açarken, akıllarına arkadaşları Aysun gelir. Bir akşam onun evinde iftar yapmaya karar verirler. Arkadaşlarına sürpriz yapmak isterler. Üç kız, kapıda çok iyi karşılanacaklarını Aysun´un sevineceğini düşünürler. Kapıya bu düşüncelerle giderler. Zile basıp beklemeye başlarlar. Bir müddet sonra kapıyı açan Aysun, arkadaşlarının yüzüne şaşkınca bakar. Ne için geldiklerini sorgular gibiydi.  Aysun´un annesi kapıya gelir. Ve kızları içeri buyur eder. Odanın ortasında bir sofra etrafında dört küçük çocuk sofranın üzerinde bir tepsi içinde ıslatılmış ekmekler. Çocuklar aynı tepsiden yerler. Üç kız içeri girer girmez, çocuklar kirli, yırtık giysileriyle öteye beriye kaçışır. Kızlar, bu eve geldiklerine pişman olur. Geri de dönemezler. Aysun´un annesi sofraya davet eder. Kızlar, usulca yanaşır. Aysun´un annesi anlatır. ?köfte yapacaktım ama zaman yetmedi. Tarhana çorbası pişirecektim o da olmadı. Pilav yapacaktım yine zaman yetişmedi.´ Çocuklardan biri mutfağa gider, dolabı açar. Hiç bir şey olmadığını görür. Koşarak yeniden odaya girer. Gözleri ağlamaktan şişmiş ve kızarmıştı. Annesinin yanına oturur. Üç kız, buruk ayrıldı. O gece sahurda hiçbir şey yiyemediler. Aysun´un evi hayallerinden hiç çıkmadı. Sabah okula gittiler. İlk teneffüste bir araya gelip konuştular. Aysun´a nasıl yardım edeceklerini düşündüler. Aysun gururlu bir kızdı. Para verseler kabul etmezdi. Aysun´un yaşadığı mahallede bir markete gidip, alışveriş yapıp  market sahibine; ?biz bu yiyecekleri aldık. Siz şu adrese gidip, marketimizin ramazan kampanyasıdır der misiniz?´ market sahibi kabul eder. Bir gün sonra Aysun arkadaşlarına o gün habersiz geldiniz, bir şey yapamadık. Bu akşam iftara bekliyoruz.´ Der.