Turhan Eyüboğlu


Trabzonspor’da Geçmiş ve Gelecek!

Trabzonspor’da Geçmiş ve Gelecek!


Trabzonspor’da Geçmiş ve Gelecek!

Hep merak etmişimdir Trabzonspor'un A takımıyla altyapısı oyun felsefesi açısından birbiriyle uyum içinde midir diye! Yoksa her ikisi de ayrı oyun felsefesiyle mi çalışıyorlar? A takıma aldığımız bir hoca 'Ben böyle oynatmak istiyorum!' deyip planlanan oyun felsefesini bir anda çöpe mi atıyor? Yoksa Trabzonspor'un kabul ettiği felsefeye mi uyuyor?

Hani altyapıdan gelen övündüğümüz sporcularımızın yıllardır oyun felsefesini beyinlerine yerleştirip otomatik düşünme dediğimiz boyuta taşıdıktan sonra A takımda bu felsefenin eseri olmadığını görüyorlar mı? Veya hocanın direktifleri doğrultusuyla şimdiye kadar öğrendiklerini çöpe mi atıyorlar?

Trabzonspor'un doğuşunu ve felsefesini 'Dünya futbolu değişiyor!' diyerek genlerine işlemiş, düşünce ve hareket algısını kazanmış çalışma şeklini tamamen değiştirme çabasında olanların kişisel arzuları karşısında oyuncak mı oldu yoksa?

Trabzonspor'u var eden düşüncenin, birikimin bir hocanın değişimiyle tamamen değişmesi sizce uygun mudur? Yoksa bizim kendi futbol felsefemizi devam ettirecek, altyapısının oyun düzeninin devam etmesini sağlayacak, kısacası Trabzonspor'un belirlediği oyun düzenini oynatacak hoca seçimi mi yapılmalıdır?

Futbol takımlarının da bir duruşu ve yapılanma genleri vardır. Bunu biraz futbol bilgisi olan herkes bilir. Bunu uzun uzun anlatmak istemiyorum. Çok kısa bir anlatımla size ne demek istediğimi aktaracağım.

Fenerbahçe, Türkiye'de popüler olmuş oyuncuları alır ve yarışa hazırlanır. Galatasaray keza aynı yolu izler ve onunla yarış eder. Beşiktaş altyapıdan yetiştirdiği oyuncuları yarışa sokmak için kadro yapar. Sizce Trabzonspor’un duruşu ve yapılanması nasıldır?

Durun; ben size anladığım kadarıyla açıklayayım. Trabzonspor, altyapısı ve bölge oyuncularıyla kadrosunu kurar; onun içine de dışardan oyuncu alır. Kısa özeti budur! Ne kadar uzun da anlatsam, tarihten uzun uzun örnekler de versem sonucu bu olur!

Şimdi 'Duruşunu ve felsefesini bozan takım kimdir?' diye size sorsam ne dersiniz?

Coğrafi bölgelerin, orada yaşayan insanların; orada gelişen tarihin, insan birikiminin ve düşüncesinin insanlar üzerindeki etkisi yaşama şekline, düşünmesine ve genlerine kadar işler. Olumlu ya da olumsuz da olsa kısa sürede bu yapıyı değiştiremezsiniz!

Değiştirmeye kalkarsanız her seçimde akla hayale gelmeyen hataları, üstelik üst üste yapar, sonra da 'Bu akıl işi midir?' diye aynaya bakarız; yani kendimize! Çünkü o kendimiz, bir yıl önce yapılan hataları eleştirerek geldiğimiz yerde aynı hataları yapar, sonra da onları savunma refleksine gireriz!

Onun için aynaya çok bakmalıyız. Ya o aynayı çatlatmalıyız ya da yüzümüzün kızardığını o aynada görmeliyiz! Bunu yapamadığımız sürece kendi kendimizi kandırmaya devam eder, bunun için taraftar bile buluruz!

Yönetimlere bakıyorum ve altyapıdan gelen sporcuları kaça sattıklarını, kaça satacaklarını söyleyerek övünüyorlar. Bence de övünülecek bir durum! Çünkü Trabzonspor'un felsefesi buydu. Bunu unuttukları için yeni keşfetmiş gibi sevinebiliyorlar!

Şimdi yeni keşfedenlere soruyorum: 'Hazır bu olayı keşfetmişken bunu Trabzonspor'un geleceğinde, eskiden olduğu gibi birinci sıraya koyabilecek misiniz? Bu hedefin arkasında durabilecek misiniz?

Peki bu duruşu yönetimler gösterebilir mi? Gösteren yönetimin arkasında bu taraftar durur mu?

Bu düşüncelerimi birazcık düşünmenizi isterim!

Not: Yazdıklarımın mevcut hoca ile ilgisi olmadığını, bu yazıya tarihsel bakmanızı isterim.