Trabzonspor, İstanbul Mutantına Yakalandı
Hadi, diyelim şampiyon olduk! Biz altı defa şampiyon olmuş bir takımız; tabii şampiyon olabiliriz. İyi de ne olacak şampiyon olursak?
Biz yedi kere şampiyon olduk!
Yedinci şampiyonluğunu istenecek yerden isteyemediğin sürece ondan bahsetmenin hiçbir anlamı yok. Şimdi siz 'Şampiyon olursak ne olacak?' soruma cevap verin!
Şampiyonlar ligine kalacağız. Para gelecek, güçleneceğiz ve borçlarımızı ödeyeceğiz.
Bir türlü anlamıyorum! Bu kadar yaşanmışlıklar varken bu sonuca varmanıza bir anlam veremiyorum. Yayıncı kuruluşları anlıyorum. 'Trabzonspor şu futbolcuyu aldı. Bu futbolcuyu alıyor. Bunu da alırsa çok iyi olur ve kesinlikle şampiyonluğun en büyük adayı olurlar!' demelerini anlıyorum. Çünkü sizin borçlanarak Türkiye'ye getirdiğiniz tüm futbolcular yayıncı kuruluşların ekmeğine yağ sürüyor, kazancını arttırıyor.
'Eee ne yapacağız? Şampiyonluğa oynamayalım mı?'
'Sevgili kardeşim, biz otuz altı yıldır şampiyon olamıyoruz! Şimdi düşünelim! Bu otuz altı yılda biz şampiyon olamadık; ama iki, bilemedin üç yılda bir İstanbul kulüplerinden biri şampiyon olmuştur. Buna karşın İstanbul takımlarının durumları ortada! Birinin üç milyar, birinin iki buçuk milyar, diğerinin bunlara yakın borcu var. Bu ne demek? Şampiyon oldukça daha çok borçlanıyorsun ve bu tablo da onu gösteriyor!'
'Eeee ne olacak?'
'Şu olacak kardeşim! İstanbul takımlarının yakalandığı hastalıktan kurtulacaksınız! Her mevkiye transfer yapmayacaksınız! Kendi çocuğun bir hata yaptı diye onu hemen silip atmayacaksınız! Kendi yetiştirdiğin futbolcuya, bölgenin yetiştirdiği futbolcuya sahip çıkacaksınız! Kendi futbolcunun ayarında bulunan futbolcuları asla almayacaksınız! Şimdi sana bu yılki takımdan örnekler veririm, ama işi uzatmak istemiyorum.'
'Sadece işin felsefesini anlamanızı istiyorum. Ha ondan sonra çok önemli bir, iki bilemedin üç yabancı transferiyle yoluna devam edeceksin ki şampiyon olduğunda borç batağına batmamış olacaksınız!'
'Yoksa Trabzonspor, yabancı futbolcu çöplüğüne dönerken bankalara olan borcunuz gelirlerinin üstüne çıkar ve siyasilerin oyuncağı olursunuz! Gelecek olan başkan giden başkanı 'Çok yabancı futbolcu aldı!' diye eleştirirken bir bakarsınız ki o başkan diğerinden daha çok transfer yapmış olur. Bunu artık görememişseniz başka sana ne diyebilirim, bilmiyorum!'
'Eeee ne olacak, o zaman biz şampiyonluğa oynamayacak mıyız?'
'İşte ben de onu diyorum. Siz bu İstanbul mutantına yakalandıktan sonra şampiyon olsanız ne olur olmasanız ne olur! Genlerini ve geçmişini kaybetmiş Trabzonspor'un doğuş felsefesini yerle bir etmiş takımın şampiyonluğu hava kabarcığı gibi olur. Kısa bir süre sonra patlar, sana borç ve acı kalır. Sizin istediğiniz bu mu?'
'Yine unutmadan size hatırlatayım! Bu takımın transfer yasağı olduğunda ve önemli oyuncularını kadro dışı bıraktığında kazandığımız altyapı oyuncularını bir düşünün! Takımın doğuş felsefesinin inancı, birazcık içinizde kalmışsa bir düşünün ve araştırın! Bazen 'Trabzonspor'a transfer yasağı gelse de gerçek genlerimize ve doğuş felsefemize geri dönsek!' diye içimden geçiriyorum.'
'Şimdi kafam karıştı; ne yapmamız lazım?'
'Transfer, transfer diye yönetimi sıkıştırmayacaksınız! Kendi oyuncunuz hata yaptığında yabancı oyuncuya gösterdiğiniz sabrın en az yarısını ona da göstereceksiniz! Kendi oyuncunun oynaması için yönetimi zorlayacaksınız! Altyapı yapılanmasının önemli olduğunu bağırarak haykıracaksınız ve bölge futbolunun tümünü kontrol altına alarak yönlendirecek ve biçimlendirecek bir yönetimin peşinden koşacaksınız!'
'Kısacası kardeşim, kendiniz olacaksınız! İstanbul hastalığına yakalanmayacaksınız! Trabzonspor'un doğuş felsefesinde olduğunuz aşıdan olacaksınız. Yoksa yakalandığın mutant sizi sonunda öldürmese de süründürecek! Bunu sakın unutmayın!'
