DUYGU KARAHASANOĞLU


SÜMELA´DA NE VAR?!

Yazı Dizisi-1


SÜMELA´DA NE VAR?!

Yazı Dizisi-1     

                          Üç yıl önce tadilat nedeniyle ziyarete kapatılan Sümela Manastırıyla ilgili olarak son günlerde değişik haberler çıktı. Bu haberlerin ne kadar doğruluk yanı var bilemiyorum. Bildiğim te şey Sümela Manastırında yaşananlar.

Yaklaşık 1612 yıllık geçmişi olan Sümela Manastırının esrarengizliğini yüzyıllar boyunca tarihçiler, gezginciler kaleme alarak yansıtmaya çalıştı.  

                          Sümela Manastırı, bir çok kaynağa göre  406 yılında yapıldığına işaret eder. Ancak kesin bir tarih yoktur.  Hıristiyanlığın ilk yıllarında gizli tapınak olarak 1300 metre yüksekliğinde dağ gövdesine yapılmıştır. Hıristiyanlıktan önce Yahudi dininin yaygın olması ve Hıristiyanlığın yayılmasına engel teşkil ediyordu. Bu yüzden Hıristiyan  keşişler, ibadetlerini gözden  uzak yerlerde yapmak suretiyle dinlerini yaygınlaştırmaya çalışıyordu.   

                         Meryem (Panaghia) adına kurulan bu manastırın, Grekçe Sümela adının esasını, kara, siyah, karanlık anlamlarına gelen Melas kelimesinden aldığı söylenmektedir. ?Sümela?, Rumca karanlık, siyah anlamına gelen ?melas? kelimesinden gelmektedir.   Karadenizli Hıristiyan Rum´lar Mela dağındaki mucizevi Panagia ikonundan bir şey diledikleri zaman "stoumela" derlermiş, zamanla Sümela´ya dönüşmüş. Manastıra ?Karadağ´ın (Mela dağının) bakiresi de denilmektedir.

                  Manastırın neden yapıldığına dair bir çok efsaneler mevcuttur. Bazı araştırmacılara göre;  Atinalı Barnabas ile Sophroinos adlı iki keşiş rüyalarında, Hz. İsa´nın öğrencilerinden Evangelist St. Lukas´ın yaptığı üç Panagiaikonundan , Meryem´in İsa´yı kollarında tuttuğu ikon Evangelist St. Luke´un yaptığı üç Panagia (Meryemana) ikonundan , Meryem´in bebek İsa´yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olan Sümela´nın yerini birbirinden habersiz ayrı ayrı yerlerde görmüşler. İki keşiş, Lukas´ın tablosunu yanlarına alarak, Trabzon´a deniz yoluyla gelmişler.  Rüyalarında gördükleri bu yeri aramışlar, sonunda Maçka Altındere vadisinde, Karadağ´ın 1300 m. yüksekliğindeki sarp yamacında buldukları mağarada karar vermişler.  Mela dağının sarp kayalığında, bu küçük mağaranın, yüzyıllar boyunca, kayaların sabırla oyularak büyütülmesi ile bugün gördüğümüz kartal yuvasına benzeyen manastır ortaya çıktı. İki keşişin Sümela Manastırı için buldukları bu yer tesadüf değildi.  Her şeyden önce manastırın ilk kuruluş yılı olan 406 da, Hıristiyanlığın ibadet amacıyla yapılmış olması iki keşişe kesinlikle yol göstermiştir.

                          Manastıra girmek için yetmiş sekiz basamak çıkılır. Demir kapıdan girildiğinde, kapıcı hücreleri vs geçildikten sonra bir merdivenden küçük iç avluya inilir. Burada merkez, solda bulunan kilise haline getirilmiş olan tabii kovuktur. Kovuğun karşısında muayyen bir düzene sahip olmaksızın inşa edilen çeşitli manastır binaları görülür. Bu avlunun sol tarafında yukarıdan kayadan süzülen ve damlayan kutsal suyun toplandığı çok yeni tarihlere ait, bir şadırvan vardır. Yine sol tarafta mağaranın içine, manastırın en eski kısmı olan kilise yerleştirilmiştir. Avlunun sağ tarafında ise 1860 yılına doğru inşa edildikleri bilinen birtakım misafir odaları ve kütüphane olarak kullanılmış olan mekan bulunmaktadır. Avlunun etrafında daha birçok küçük şapeller vardır. Manastır şimdiki duruma girmeden çekilen eski fotoğraflarda, bütün bu binaların avluya bakan yüzleri önlerinde birbirinin üzerine binen ahşap balkonlar, sundurmalar bulunur. 

                            Bu hafta Sümela Manastırıyla ilgili yazı dizimin ilk bölümünü siz değerli okurlarımla paylaştım. Haftaya kaldığım yerden devam edeceğim.