DUYGU KARAHASANOĞLU


SORUNLAR DİYARI      

SORUNLAR DİYARI      


SORUNLAR DİYARI            

 

 

        Dönem, dönem sorunlar yaşayan Türkiye ; her çıkmazın ardından, aydınlık yarınların pek yakında olduğunu, sık sık dile getiren siyasetçiler daima birbirlerini suçlamaktadır. Muhalefet durumunda ki, parti başkanlarını dilediğimizde gözlerimiz fal taşı gibi açılarak, “aman  ya Rabbim ! Keşke başkanımız bu olsaydı, düştüğümüz bu durumlardan bizi kurtarırdı.” Ancak onları da, iktidarda bir dönem görmüştük.

Peki suçlu kim ? Hepsi topu birbirine atıyor. Aynı siyasi çizgide yürüyerek ülkenin sorunlarını bir adım öteye getirip çözüm bulmamışlardır. Kör düğüm olan sorunların üzerine her defasında bir düğüm daha atılmıştır.

         Aslında ülkemizde ekonomik kriz değil, yanlış politika vardır. Görüş ölçüsünde adam değerlendirmek ve ona göre iş vermek ya da işten atmak gibi çifte standart uygulanırsa ekonominin düzelmesini çok daha bekleriz. Neden mi ? Görünen köy kılavuz ister mi ?

“Çoban elinde kaval koyunlarını sürüyormuş, arada birde kavalını acıklı, acıklı çalıyormuş. Hiç dinlenmeden gece gündüz gitmişler. Koyunlardan biri yorgunluktan olduğu yere yığılınca çoban üzgün bir sesle “ kalk koyunum, kalk gidecek olduğumuz yere az kaldı. Orada yeşil çimenler bol sular var, azıcık daha dişini sık. “ Demiş. Fakat koyun umursamamış, çoban bir kez daha sözlerini tekrarlamış. Koyun başını iki yana sallayarak, bana ne dercesine çobana bakmış. Kavalını çalan çoban, diğer koyunlarını toplayarak yeniden yola çıkmış. Açlığa susuzluğa dayanamayan koyunlar, birer ikişer yere yığılmaya başlayınca çoban son kalan koyuna şöyle der ”istersen sen de, öl. Çünkü yeşil çimen ve taze sular hiç olmayacak.” 

         Hikayede olduğu gibi toplum olarak koyunların uğradığı akıbete uğramayız. IMF’nin öne sürdüğü şartlar yerine getirilirse işte o zaman acı feryatlar göğe yükselecek. Sonuç ne olacak ? Tabii ki, hiçbir şey, her şey olacağına varacaktır. Nasıl olsa tepkisiz, bir milletiz. Bir gün Ahmet’in söylediklerini, başka bir günde Ayşe’nin söylediklerini yapmakla mükellef değil miyiz ?

         Bir yandan iş arayanlar, diğer yandan işten kovulma korkusunu yaşayanlar !.. Ne olacak bu ülkenin hali. Sorunlar Arap saçına döndü, çözelim derken daha da bulaştırıldı. En çıkar yol, o saçları kökten kesmek tabii bunun için de, usta berbere ihtiyaç var. Ne olur ne olmaz, kafa bu, bir daha insan yüzüne çıkamaz bir hal alabilir. Daha da önemlisi usturayı beyine sapladı mı, işte adam öldü demek, güzel bir yere atında kokmasın bari.

(Bu makale  29 Ekim 2001 tarihinde yayınlandı.)