Fatma Karahasanoğlu


ŞİDDETİN BAŞ AKTÖRÜ EĞİTİMSİZLİK!!!

ŞİDDETİN BAŞ AKTÖRÜ EĞİTİMSİZLİK!!!


ŞİDDETİN BAŞ AKTÖRÜ EĞİTİMSİZLİK!!!

 

         Aile içi şiddetin başında eğitim gelmektedir. Beşeri ve din eğitimini alamayanlar, boşluk içerisinde serseri mayın gibi dolaşmaktadır. Günümüz dünyasında paranın öne geçmesi mevcut değerleri yok etmiştir. Yok olan değerler kişiselliğe eğilim gösterilmesine neden olmuştur.

İşte, burada insanlar sadece kendi menfaat ve çıkarlarını düşünmektedir. Hırs, şehvet, ihtiras manevi hayatı bozduğu toplumun değer yargılarını da o oranda bozmaktadır.       

         Aile içi şiddetin dışa taşınması kaçınılmazdır. Sokak kültürüyle yetiştirilen çocuklar aile kurduklarında şiddet kullanması kaçınılmazdır. Gerek kadın gerekse erkek yaşadıkları geçmişi eş ve çocukları üzerinde kullanmaya çalışması, bugünkü şiddeti doğurmuştur.

Bunu önlemin yolu otellerde verilen seminerden geçmez.

Bunun yolu gelişi güzel yapılan amaçsız toplantılardan geçmez.

Bunun yolu ağaç yaş iken eğilir felsefesinden geçer. Altı yaşındaki bir çocuğu nasıl şekillendirirseniz, o şekil, topluma mal olur. 

Kötü şekil; kötü birey. İyi şekil; iyi birey anlamındadır.

         Var olan hayat şartları, medya aracılığıyla şekillenmektedir. Bilgiden öğreticilikten uzak yayım yapan, bazı medya kuruluşları (görsel yada yazınsal) kişileri şiddete itmektedir. Nedeni, ortadadır. Para uğruna halkın gözü önüne çıkan medya kuruluşlarının bazıları, şiddeti körüklemektedir.

Her kesimden daha doğrusu, her kültürden insanın yaşadığı unutularak, gelişi güzel yayınlar, yapılmaktadır. Ruhsal olarak beyni etkilediği kadar toplumun ahlaki değerlerini zorlamaktadır.

 Bir tuşla dünyaya açılmanın getirdiği avantajlar çoğu zaman kötüye kullanılmaktadır. Bilgi ve kültüre aktarılmış olsa, eminim aile içi şiddet değil, dünyada barışı sağlardı.

Bazı anne ve baba, görevinin anlamını ne yazık ki, unuttu. Çocuklarına eğitim vermeyi değil, içe dönüklüğü aşılamaktadır.

İletişim kurmak yerine çocuğu gelişi güzel ortamlara bırakmaktadır. Çocuk televizyonda izlediği cinayeti gazetelerde okuduğu yanlı yanlış haberleri kendi çevresine uygulamak istemektedir. Yeterli din eğitimi de alamadığı için yaptıklarının manasını anlayamamaktadır.

Hazreti Hatice, ilk eşinden olan çocuklarını sofraya oturtur. Çocuklar, kavga edince, Hz. Hatice onları azarlar. Hazreti Muhammed, çocukları azarlayan eşi Hz. Hatice’ye dönerek, “onları azarlama. Yanlışlarını güzel ve anlayacakları dille anlat.”   

 İşte, Peygamber Efendimiz, çocukların anlayacağı dille eğitilmesini öğütlerken, yapılan yanlıştan dönülmesini bir kez daha göstermiş oldu.  

          Toplumun değer yargılarını alt üst ettikten sonra ahlaksızlığı alkışlar hale getirildikten sonra aile içi şiddet ne kadar durdurulabilir, ne kadar kanayan yaraya tampon yapılabilir?