Fatma Karahasanoğlu


RÜZGAR

RÜZGAR


 

                                        RÜZGAR

 

                      Bu hafta siz değerli okurlarımla Mevlana’nın mesnevisinden bir bölüm paylaşmak istedim. Okuyup, ders alacağınız yazı olduğunu düşünüyorum.     

                   “Bir gün bir adam koşarak Hz. Süleyman (a.s) huzuruna girdi. Yüzü sararmış, dudakları morarmıştı, adam tir tir titriyordu. Adamın bu halini gören Hz. Süleyman sordu : 
   - "Sana ne oldu nedir bu halin?" dedi 
   Adam soluk soluğa cevap verdi : 
   - "Azrail bana çok tuhaf bir nazarla, hatta hışımla baktı. İçime tarifi kabil olmayan bir korku düştü. Sizin adalet kapınıza sığındım." dedi. 
   Bunu üzerine Hz. Süleyman : 
       -Peki şimdi benden ne istiyorsun ne yapayım senin için?" dedi.. 
   Adam : 
   - "Ey adaletli padişah rüzgara emret beni Hindistan'a götürsün belki oraya gidince Azrail'in hışmından canımı kurtarır, içimdeki bu korkudan kurtulurum." dedi 
                      Hz. Süleyman rüzgara emretti rüzgar da adamı Hindistan'da bir adaya götürdü. 
   Ertesi gün Hz. Süleyman divan vakti halkı kabule başlayınca Azrail çıkageldi ; Hz. Süleyman bir gün önce olanları ve adamı hatırlayıp sordu : 
“Dün bana bir adam geldi kendisine hışımla baktığını söyledi, bunun sebebi nedir bana söyleyebilir misin? Ey Azrail!..." dedi 
   Azrail cevap verdi : 
   - "Ey büyük padişah, ben o adama hışımla bakmadım onu görünce şaşırdım. Çünkü Cenab-ı Rabbül Alemin bana : "Git falan kulumun canını Hindistan'da al." buyurdu. Adamı görünce şaşırdım."Bu adamın yüz tane kanadı olsa yine de Hindistan'a gidemez." diye düşündüm. O yüzden kendisine tuhaf tuhaf ve şaşırmış olarak baktım, fakat Hindistan'a gidince adamı orada görüp daha da şaşırdım ve bana emredildiği gibi adamın canını Hindistan'da aldım." dedi..