ÖZÜ SÖZÜ DARHANE
Soğuk ve karlı bir kış gününde, Padişah ve veziri kimseye haber vermeden ava çıkar. Akşama kadar av peşinde koşar, avlanırlar. Akşam olunca, saraya dönmek için yola çıkarlar. Ne var ki, ormanda yollarını bulamazlar.
Karanlık çökmek üzereydi, umutlarının tükendiği bir anda,bir kulübe görürler.
Kulübeye yaklaşarak, tahta kapıyı çalıp, misafir olmak istediklerini söylerler.
Orta yaşlı adam, her ikisini de içeri alır. Üşüdüklerini düşünerek eşine çorba kaynatmasını söyler.
Kadın çorba yapmak için toprak bir güvecin içinde çorba hazırlar. Pişen çorbanın kokusu kulübenin içine yayılır.
Padişah çorbanın kokusunu içine kadar çeker. Kadın, pişirdiği çorbayı toprak kaplarda misafirlere ikram eder.
Çorba, misafirlerin içini ısıtır. Her biri giydikleri kalın abaları, postları çıkarınca , göz alıcı giysiler ortaya çıkar.
Genç olanı, padişah olduğunu söyleyerek; “benim sarayımda da, her gün kazanlar kaynar, ama hiç böyle lezzetli çorba içmedim bugüne kadar, nedir bunun adı?” der.
Kadın, şaşırır; “Çorbanın da mı, adı olur.” diye içinden geçirir.
Ancak padişah soran gözlerini kadının gözlerine dikerek, gelecek cevabı bekler.
Kadın, ne desin?. “Fakir Ev” anlamına gelen:
-Darhane Çorbası, hünkârım.” Der.
Darhane çorbası daha sonra tarhana olarak günümüzde kış aylarının vazgeçilmez çorbaları arasına girdi.
Soğuk kış gecelerinde tarhana çorbası pişen evde ne gam kalır, ne keder ne de kışın soğukluğu. Her yöre tarhana çorbasını kendine göre pişirse de, özü sözü aynıdır.
Tarhana çorbasının özünde ne vardır? Hiç kuşkusuz doğal özelliğidir.
***
Behlül Dânâ bir miktar para biriktirir. Paralarını biriktirdiği kesesi bir gün çalınır. Behlül Dânâ, etrafındakilere; “Param çalındı” diye duyurur.
Arkadaşları; “Arayalım o zaman” derler.
Behlül Dana; “yok. Ben nerede bulacağımı biliyorum.” Dedikten sonra Kabristanın giriş kapısının önüne gider, oturur ve beklemeye başlar.
Arkadaşları yanına giderek; “Ne yapıyorsun Behlül? Senin para dolu kesen çalındı, sen mezarlığın kapısında oturuyorsun.” diye sorarlar.
Behlül Dânâ, arkadaşlarına; “Para kesemi çalan nasıl olsa bir gün buraya gelecek. Onun gelmesinin en kesin ve garantili olduğu yerde bekliyorum!”
Bir gün mutlaka yolumuz kabristana düşecek. İşte, o zaman yaptığımız iyilikler, ibadetler, zikirler, dualar ameller arasında olmalı. Kabristanlığa girildiğinde mezarın darlığını genişletecek azıklarla oraya gidilmeli.