Turhan Eyüboğlu


Özkan Sümer Yaşamı Boyunca Kaya Gibi sapasağlam Ayakta Durmuştur.

Özkan Sümer'in her dönem o kadar sağlam duruşları olmuştur ki hayretler içinde kalmışımdır.


Özkan Sümer Yaşamı Boyunca Kaya Gibi sapasağlam Ayakta Durmuştur.

 

Özkan Sümer'in her dönem o kadar sağlam duruşları olmuştur ki hayretler içinde kalmışımdır. Deyim yerindeyse kaya gibi sapasağlam duruşu karşısında esen sert rüzgarlar ondan hiçbir şey alamamıştır. Yaşamına baktığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

 

Şimdi hemen aklıma Trabzonspor başkanlığına adaylığını koyduğunda ona yapılan saldırılar geldi. Mafyanın tehditleri mi ararsınız? Alacaklıların sıraya girmesini mi ararsınız? Sıraya giren haciz davaları mı ararsınız? Trabzonspor'un hesaplarına bloke koyanlar mı ararsınız? Basındaki kalemşörlerin saldırısını mı ararsınız? Küme düşürme kumpasları mı ararsınız? Özkan Hocam bunları bıçak gibi kesip attı!

 

Bu saldırıların karşısında Sümela vadisinde bulunan sert kayalar gibi dimdik ayakta durdu. Bu saldırı rüzgarları, yalçın bir kayadan ne alabilirdi? İşte bu kaya gibi sağlam durması ona Trabzonspor başkanlığını getirmiş ve Trabzonspor'u kurtarmayı başarmıştı.

 

Özkan Sümer'in başkanlığa girmesini sağlayan fitilin ateşleyicisi gazeteci Sayın Hasan Al bakın bu süreci nasıl anlatıyor? (Yazının bir kısmını aktarıyorum. Tamamını internette okumanızı tavsiye ederim.)

 

"Trabzonspor başkanlığına bir cesur yürek gerekliydi. Kara kara düşünmeye başladım. Bir yol olmalıydı. Trabzonspor, takım ve idari performans olarak uçurumun eşiğindeydi. 'Özkan Sümer başkan adayı!' diye bir haber yaptım.

 

Ama işin en dramatik yanı bütün yöneticiler mesleğini sürdürüp para kazanmaya devam ederken, Özkan Sümer mesleğini bırakmak zorunda kalmıştı. Birikimleriyle bir süre dayanan Sümer, zaman geçtikçe ekonomik olarak zorlanmaya başlamıştı. Bunu hiç hesap etmemiştim. Ancak Özkan Sümer'i çok sevdiği antrenörlükten ayırmış, maddi olarak zora girmesine neden olmuştum.

 

Bu konuyu yirmi yıl boyunca hiç konuşmadık. Ne var ki vicdanen bir rahatsızlık duymuyor değildim. Hastanede bilincinin açık olduğu son günleri idi. Konuyu açtım. 'Hakkını helal et başkanım. Belki de sana çok büyük kötülük yaptım.' dedim. Zorlukla cevap verdi. 'Ya Hasan, yirmi yıl sonra mı aklın başına geldi?' dedi.

 

Karşılıklı gülüştük. Ve ilave etti: 'Sen Trabzonspor için doğrusunu yaptın. Binlerce Özkan Sümer Trabzonspor'a feda olsun. Bilsem ki canıma kıyacağım Trabzonspor kurtulacak, gözümü kırpmadan kıyarım.' dedi."

 

Yaşamı boyunca kaya gibi sapasağlam ayakta durun Özkan Sümer'in yapılacak anıt mezarı onun çetin mücadeleci kişiliğini yansıtmalıydı. Bakın heykeltraş Sayın Doğancan Erol bunu nasıl anlatıyor?

 

"O Trabzon'un bağrından çıkmış bir mücadele ve düşünce insanıdır. Özkan Sümer yaşamı boyunca bir monolog kaya gibi durmuş ve öyle yaşamıştır.

 

Özkan Sümer, ömrünü kendisi gibi Trabzon'un bağrından çıkmış gençlerin içindeki cevheri keşfetmeye adamıştır. Tıpkı bir taşın ortasındaki cevherin ne olduğunu ancak bir bilgenin güçlü sezgisinin bulabileceği gibi Özkan Sümer de gençlerin içindeki cevheri ortaya çıkarıyordu. O Trabzonlu gençlere emek vererek, gençlerin içindeki cevheri açığa çıkarıyor, ışıklarını parlatıyordu.

 

Özkan Sümer hayatı boyunca emek verdiği gençlerin ışığını bularak, tıpkı bu kaya gibi dışarda sert ve parlak olmayan, yüzey içerisinde parlak olan noktayı bulup çıkarıyor ve bu orta yüzey gibi parlatıyordu.

 

Bu mezar Özkan Sümerin cevheri keşfetmesi ve açığa çıkmasını anlatan, kendi ömrünü ve kişiliğini yansıtan anlama sahiptir."

 

Eline, emeğine sağlık Sayın Doğancan Erol! Anıt mezarın yapımını üstlenen ve buna kafa yoran, bizlerin yapamadığını yapan Sayın Ekrem İmamoğlu'na sonsuz teşekkürlerimi bir Maçkalı olarak iletirim. İyi ki varsınız!