Fatma Karahasanoğlu


ONLAR SAVAŞIN ÇOCUKLARI

Çocuk her zaman çocuktur, savaşta olsa bile! Bombaların sesine aldırmadan çizdiği ev resmine su dökülene kadar devam etti.


ONLAR SAVAŞIN ÇOCUKLARI

              Çocuk her zaman çocuktur, savaşta olsa bile! Bombaların sesine aldırmadan çizdiği ev resmine su dökülene kadar devam etti. Masanın üzerinde duran bir barda su bombanın şiddetiyle yarım kalan resme döküldü. Çocuk evinin sadece dış çizgilerini yapmıştı. Pencerelerini, damını, ve bacasını yapamamıştı. Islak kağıdı katlayıp, cebine koydu. 
Cebinde sakladığı resmi konteynırdan yapılan okulda çıkardı. Islanan resim kurumuştu. Ama yarımdı çocuk masanın üzerine koyduğu kağıttaki evi tamamlamaya başladı. Evin pencerelerini, damını son olarak da bacasını yaptı. Bacadan tüten dumanı da unutmadan çizdi. 
Bu bir çocuk, ama savaşın çocuğu. Çocukları savaşın içine sokanlar utansın. O çocuklar oyun oynamak yerine savaşta kullanılan ağır silahların sesleriyle uyuyor. O çocuklar kendilerine nasıl bir dünya bırakılacağını bilincinde bile değil. Ancak hissettikleri ve gördükleri her şeyi çizdikleri resme aktarıyorlar. Yüzlerindeki gülümseme kağıtlara çizdikleri resimlerle oldukça bağlantılı. Onlar savaşın çocukları; mutsuz ama bir o kadar umutlu. Kendilerine verilen en küçük hediye karşısında gülebiliyorlar. Minicik elleriyle aldıkları hediyeye karşılık kendileri de hediye vermenin telaşını yaşıyor. Onlar savaşın çocukları, belki her şeyin farkında değiller. Ama yanı başlarında yaşananların farkında olabilecek kadar büyük yürekliler. 
Anne ve babalarının cansız bedenleri yanında saatlerce ağlamadan kalıyorlar. Ölüm kusan rejimin baskısını bilecek kadar büyük olmasalar da göreceklerini görüyorlar. Onlar savaşın çocukları. 
Tıbbi malzeme bittiğinde narkozsuz ameliyat olurken, ?ya Rabbi! Ya Rabbi!? acısını unutmaya çalışan onlar savaşın çocukları. Acısını hissetmemek için Kuran okuyan o çocuklarda savaşın çocukları. 
Büyüklerinden ne çok şey çekiyorlar. Onlar savaşın çocukları. Ama her şeyi görüyorlar. Enkaz yığınları arasında yatan cansız bedenleri, sokak sokak dolaşan ateşli topları, canlarını kurtarmak için kaçışan insanları görüyorlar çünkü onlar savaşın çocukları. 
Minicik ama büyük yüreklerinde yaşadıkları çok şey var. Hayat onlara acı yüzünü gösterdi. Bitmeyen bir acının içerisinde savruldular. Oyun parklarını çoktan unuttular. Bildikleri yada bilemediklerinin farkında olamadılar. Çünkü onlar savaşın çocukları. Kardeşlerini, akrabalarını ne için kaybettiklerinin bile farkına varamadan kendileri de sonsuzluğa açılan kapıdan giriyorlar. Çünkü her biri savaşın çocukları. 
Menfaatin bu denli kanlı olduğunu bilemediler. Dünya düzeninin neyin üzerine kurulduğunu anlayamadılar. Çünkü onlar savaşın çocukları. Kendilerini, bilmedikleri ve anlayamadıkları bir savaşın içinde buldular. Oyun yerine bombayı bildiler, sevgi yerine şiddeti gördüler. Yaşamaları değil, ölmeleri istendi. Çünkü onlar savaşın çocukları.