Fatma Karahasanoğlu


NAKARAT GİBİ

Sır tutmak nasıl bir şeydir? Herkes sır tutabilir mi?


NAKARAT GİBİ

 

                             Sır tutmak nasıl bir şeydir? Herkes sır tutabilir mi? Öyle insanlar var ki, sır tuttuğunu zanneder. Anlamadan her şeyi anlatır. Neden anlattığı sorulduğunda cevabı çok açıktır; “ben onu söylemedim ki, sadece konuyu anlattım.”

Doğru, sadece konuyu anlattı. Ama konuyu anlatırken de, sır olarak ona anlatılanı da söylemiş oldu. 

Bu tip insanlar, kendini taşıyamayanlardır.  Dedikodu, yapmaması söylenir, her şeye tamam der, sonra olan biteni anlatır. Konuştuklarını bir başkasına taşır. Birinin sözünü, diğerine, ötekinin sözünü öbürüne taşır. 

Neden dedikodu yapıyorsun,  denildiğinde cevabı yine açıktır. “yook! Yapmıyorum. Sadece konuyu anlattım.”

İlginç olan tarafta bu işte! Yaptığının farkında değil. Ne laf taşıdığını anlıyor, ne de yaptığı dedikoduyu. Ortada bir insan.

Sır tutmayan, dertlere derman olmayan, öteye beriye laf taşıyan , dost olmayan. Farklı bir kişiliktir. Her söylenene “tamam.” Diye cevap verir. Sonra bildiğini okur. 

Onu öyle yapma, o yanlıştır,  her duyduğunu söyleme, her kiminle konuştuysan, ikinizin arasında kalmalı bir başkasına söylememelisin. 

Bu tip insanlara laf anlatmak zordur. Bir kulağından girer, diğer kulağından çıkar. Nasihatte dinlemez. Kendisi de bilinçli olmadığından her işi ağzına gözüne bulaştırır.

Her bulaştırdığı işin altından mutlaka  çapanlık vardır. 

Eskilerin çok kullandığı söz vardı. “falan kişi köy göçürür.” Bu tip insanlar için en uygun sözdür. 

“Söz gümüşse, sükut altındır.” Boş konuşarak, hem kendini yorarlar, hem de karşıki insanın sinirlerini hoplatır. Olur olmaz yerde, nifak çıkartarak kavgaya sebebiyet verir. Yine olur olmaz yerde de, tartışır. 

Haklı yada haksız olduğuna aldırış etmeden içinden geldiği gibi söylenir. 

Herkesi kendi gibi bildiğinden düşünmeden konuşur. Düşünmeden konuştuğu içinde çoğu zaman hakarete uğrar. Yine ilginçtir ki, hakarete uğradığının da farkında olmaz. Yine bildiği şekilde davranmaya devam eder.  

Azarlanır, paylanır değişen hiç bir şey olmaz. Şarkı nakaratı gibi aynı nakaratta devam eder. 

Bu tip insanların içi dışı aynıdır. 

                           Toplumda her tip insanla karşılaşmak mümkündür. Her birinin düşüncesi ve yaşayış biçimi farklıdır. Birbirlerine benzemezler.  Aynı şeylerden hoşlanmazlar. Ancak birbirlerini taklit etmekten de, geri durmazlar. 

İşin tuhaf bir yanı taklitçi olduklarını kabul etmezler. Kabul etseler iş kendiliğinden çözülecek. Konular, uzayıp gitmeyecek.