Turhan Eyüboğlu


Maçka'da Yaşamak Zordur!

Maçka'da Yaşamak Zordur!


Maçka'da Yaşamak Zordur!

 

Çocukluk anılarınızın geçtiği yerler ister kabullenin ister kabullenmeyin her zaman sizin unutamayacağınız anılarınızın içinde yer alacaktır. Zaman ilerleyip anıları düşünmeye başladığınızda bazı açıklanamayacak nedenlerden dolayı ayaklarınız sizi götürmese de duygularınız sizi oraya götürecektir.

 

Hangi zaman olur bilemezsiniz; ama inanın o zaman geldiğinde dalar dalar gidersiniz oturduğunuz pencereden dışarıya bakarken, bir şey okurken veya televizyonda bir şey seyrederken!

 

Maçka zordur; yaşaması zordur! Emek ister, fedakarlık ister, aşk ister; en önemlisi de özlem ister! Şimdiki yaşama bakanlar bunu anlayamaz! Anlamasını da beklemem; ancak bunu anlayacak yaşta olanlar benim ne demek istediğimi anlayacaklardır!

 

Şimdi o zamanlardan size bir yaşanmışlık anlatmak isterim. Fakirlik var, yoksulluk var! En önemlisi de o zamanki doğa şimdiki gibi yumuşak değil! Doğanın hışmından kurtulmak için ne güçlü yapın ne de bir aracın var!

 

Ekilen tarlalar senin geleceğin diye düşünürsün! Bu kış rahat etmenin huzuruyla yatarsın duvarından rüzgarın geçtiği evinde! O akşam, o çekilmez rüzgar ne tarla bırakır ne de bağ! "Bundan kurtuldum!" diye düşünürsün; ancak evin çatı kalaslarının acı acı sesinden anlarsın üstündeki damın seni terkettiğini!

 

Bu da yetmezmiş gibi yeni kestiğin çayırı tıka basa doldurduğun mereğin parçalanma sesini duyarsın ineklerin korkulu bağrışlarının arasından! Ne yapacağını şaşırırsın! Dışarı çıksan damı uçuran rüzgar sana ne yapmaz ki diye gelir aklına!

 

Bir kuluçkanın yavrularını altına aldığı gibi çökersin yavrularının başına, kaparsın gözlerini! "Ne yaptım Allahım sana?" diye düşünür sabahı yapmaya çalışırsın o korku saatleri içinde!

 

İşte o saatlerde nereden aklına gelmişse birden askerde arkadaşının sana dediği sözler gelir aklına. "Biz tarlamızı eker; hem yeriz hem de para kazanırız." diye. "Nedir bu çektiğim? Yeter Allahım yeter!" diye aklından geçirirsin sabah olana kadar. Komşun geldiğinde gözyaşlarını saklarsın! Ne kadar saklarsan sakla o komşun da senden beter olmuştur o korkunç rüzgarda!

 

Sabah olmuş, rüzgar bütün hırçınlığını alıp gitmiştir bir savaş arabası gibi!

Artık üç çocukla kalmışsındır çökmüş mezara dönmüş köyünde! Türkiye'nin ovaları gelir aklına! "Her yerde mahsul çoktur; bizde ise dereler!" diye geçirirsin aklından. Yaz geldiğinde yağmur, kış geldiğinde rüzgar bırakmaz yakanı! İçinden "Bir tek çaresi var; çıkalım, terkedelim atamı!" dersin.

 

"Bize yol göster Allahım!" diye konuşursun kendi kendine. Köyün manzarası kıyameti andırır karşında. Artık uzun zamandır evde konuştuğun ama karının bir türlü istemediği gurbet, doğal afetle görev haline gelmiştir. Ertesi sabah erken kalkmış, bavulunu hazırlamış, içine beyaz gömleklerini yerleştirmişsindir.

 

Bakkala borç vardır! Mecburi gurbete gideceksindir! Ancak bunu birbiri arkasından doğmuş çocuklarına anlatamazsın. Bavulun elinde evden, köyden, Trabzon'dan çıkmışsındır. Göçmen kuşların otomatik olarak rotalarını bulmaları gibi artık İstanbul'dadır köyden çıkanlar.

 

Her çarşamba, pazara inenler İstanbul'dan muhakkak haber almak için uğranacak yerlere uğrarlar. Orada öğrenir komşusunun kocasının İstanbul'da evlendiğini. Yol boyu gözyaşını tutamaz; ancak komşusuna da diyemez kocasının evlendiğini! "Öbür haftaya gelecek!" diyerek yollanan parayı komşusuna verir.

 

Kadınların köyde çilesi çoktur. Tarla ayıklanacak, kış geldiğinde sobada odun yakmak için dağın tepesinden odun yapılacaktır. Evinde kimse yoktur; zira beşiğinde uyuttuğu çocuğu uyansa da üç saat ağlayacaktır.

 

İşte Maçka, bu yaşamlara çok şahit olmuştur. Bakın bu yaşamı Maçka'nın otantik müzik sanatçısı Saffet Genç nasıl türküye döktü.

 

Sabahlan gideceğum hazırla bavulumu

Bavulumun içine yerleştir gömleğumi

Sabahlan erken kalktım herkes bana bakayı

Çoluk çocuk etrafta hüngür hüngür ağlayı

Güya sofra kurulur yemek yiyeceğum

Borcum vardır mecburi gideceğum

Ağlama uşağım ben gene geleceğum

Çıkıyorum gurbete kazanmak için para

Bu bizim köyler benzer aynı çökme mezara

Millet habu yüzden neler çekeyi neler

Her yerde mahsul çoktur bizim burda dereler

Yükledum gaturumi düze inerum düze

Bu dediğim türküler şaka gelmesin size

 

Üstadım, eski yaşamı bilmeyene şaka gelecektir! İyi ki varsınız da bu tarihi yaşamları türkü ile bize ulaştırıyorsunuz. Sizinle gurur duyuyorum.