Turhan Eyüboğlu


Maçka Belediye Başkanı Adaylarına Duyurulur!

Belediye seçimleri yaklaştığı bu dönemde herkeste bir anket telaşı ve oy üstünlüğü kurma girişimlerini hayretle izliyorum! İnanın çok merak ediyorum, partilerin aday belirlerken neyi ön planda tuttuklarını!


Maçka Belediye Başkanı Adaylarına Duyurulur!

 

Belediye seçimleri yaklaştığı bu dönemde herkeste bir anket telaşı ve oy üstünlüğü kurma girişimlerini hayretle izliyorum! İnanın çok merak ediyorum, partilerin aday belirlerken neyi ön planda tuttuklarını!

 

Birazdan proje yarışları başlar; kimi elli, kimi yetmiş, belki de yüzü bulan projeler olacaktır! Ancak onlara kimse "Proje dediğin üçü beşi geçmez!" demeyecektir! Nedeni vizyon meselesidir. Belediyenin yapmakla yükümlü olduğu görevleri proje diye tanıtır ve tepki olmazsa, olacağı budur.

 

Bir Maçkalı olarak adaylardan beklediğim öncelik proje değil! Başka bir açıdan önceliğimi irdelemek istiyorum. Şimdi siz adaylara önceliğimi duyurmak isterim. Umarım bu acizane düşünceleri mi dikkate alırsınız!

 

Yaşam dediğimiz ve sınırları olan bu zaman aralığında bitmeyecek bir öğrenime kaydolacaksınız. Sürekli bunun için dersler alacaksınız. Her gün yeni şeyler yaşayacaksınız. Bunların bazıları sizin kontrolünüzde, bazıları da başkalarının kontrolünde olacak. Bu deneyimlerin bazılarını seveceksiniz, bazılarından pişman olacaksınız, bazılarını asla hatırlamak istemeyeceksiniz! Ne olursa olsun kaçamayacak, hepsini yaşayacaksınız! Bunlara hazır mısınız?

 

Bu işi yaptığınız sürece bu öğrenmeler asla bitmeyecek. Hayatın hiçbir bölümü derssiz olmaz; bu derslere hazır mısınız? Yoksa başkan seçilir seçilmez her şeyi bilenler gibi mi olacaksınız?

 

Öğrenmek insanı var eden, değiştiren, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için birikimi sağlayan ve cesaretlendiren bir oluşumdur. Neyi öğrenmeniz gerektiğini bilmelisiniz. Hoş siz bilmeseniz de bu sizin karşınıza gelecek! Bilmediğini, bilmeyen idareciler gibi bilmiş gibi mi davranacaksınız? Yoksa egonuzu yenip öğrenmeye mi çalışacaksınız? Bu eğitime açık mısınız?

 

Biliyorsunuz hayatta ne yaptığınız tamamen size bağlıdır. İhtiyacınız olan bütün kaynaklara sahip olacaksınız; en azından öyle olduğunu düşünüyorum. Belediyeyi yönetirken görev dağılımını liyakatlı insanlara verip belediyeyi mi güçlü kılacaksınız, yoksa belediyeye ait gücü elinde tutarak "Güç bende!" büyüklüğüne mi kapılacaksınız? Buna karar verdiniz mi?

 

Ben merkezli bir yönetimi mi yapacaksınız? Yoksa yaşadığınız yerin içinde bulunduğu toplumla kaynaşmayı, çevrenle anlamlı ilişkiler kurmayı, bilgiyi, sevgiyi ve başarıyı paylaşmayı mı seçeceksiniz? Yoksa bu zaman diliminin modası haline gelmiş "Ben yoksam her şey bir hiç!" aynasında mı kendini göreceksiniz?

 

Ancak kendi yapacaklarınızı yönetebilirsiniz. Yetkilerinizi delege edeceksiniz; tüm dikkatinizi ve enerjinizi yapacaklarınıza vereceksiniz ve bunlar için hiçbir çıkar beklemeyeceksiniz! Belediyenin gücünü kendi gücünüzmüş gibi insanlara dayatıp bundan menfaat elde etmeyeceksiniz! Bu asil duruşu yapabilecek misiniz? Yoksa belediyenin gücünü kendi gücünüzmüş gibi kullanıp diğerlerinden farksız mı olacaksınız? Bunu düşündünüz mü?

 

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir! Bunu gördüğünüz gibi kabul etmeyip, irdeleyip araştırarak görünenin ardını görmeye çalışacak mısınız? Yoksa alışkanlıklarınızdan vaz geçmeyip diğerleri gibi mi olacaksınız? 

 

Bu göreve adanarak gelmelisiniz! Sahip olmak için geliyorsanız sizin de diğerlerinden hiçbir farkınız olmaz; bunu bilmelisiniz. İçinizdeki az da olsa nefret duygusunu bırakmalısınız! Bu nefret duygusundan kurtulmadan insan olmak mümkün değil! Sakın unutmayın! Günah yiyiciler ahlaki değerleri hiçe sayarlar ve her yaptıkları işe bir bahane üreterek vicdanlarını rahatlatmaya çalışırlar. Bunun bilinci içinde misiniz?

 

Eğer belediye başkanlığı için güçlü olma isteği ile yola çıkıyorsanız makam ve mevki sahibi olmanız mevcut olan sorunlara çözüm getirmeyeceği gibi sizi içinden çıkılamaz durumlara getirir! Bunu sakın unutmayın! Eğer unutursanız kötü örnekten farkınız olmaz. Yani kullanılan üslup, insanlara bakış açısı, hor görme, benim adamım zihniyeti egemen olur. Bu da sizi hiçbir zaman Maçka'nın Belediye Başkanı yapmaz! Ancak seçildiğiniz partinin belediye başkanı olursunuz!

 

"Aklınızdan hiç kötülük geçirmeyeceksiniz!" diyemem! Siz aklınızdan her türlü kötülüğü geçirip iyiliği tercih edeceksiniz! Bunu yapabilecek misiniz? Buna hazır mısınız? Yoksa "O bana oy verdi. O arkamdan bunu dedi! Onlar zaten bize oy vermez! O yerliydi, o sonradan gelmişti!" Bunları diyecekseniz bunu diyecek yüzlerce insan var. Siz bu insanların sayısını azaltıp onları ikna ederek Maçka'nın gelişmesi için birleştiriciliği ön plana alacak mısınız? Yoksa "Bu fırsattır!" deyip toplumu ayrıştırmaya devam mı edeceksiniz? Bunları düşündünüz mü?

 

İyi insan olmak "-mış'lara, - miş'lere" kafayı takmadan öncelikle kendi benliğinde mutluluğu hissedebilen insandır. Çünkü kişi kendiyle barışıksa herkese karşı gayet anlayışlı, güleryüzlü ve uyumludur. Çevresindeki bireylere karşı empati değeri yüksek bir kişi olarak görülür. Yalnız kendi menfaatini değil, diğer insanların menfaatlerini de düşünür. Kimseye karşı önyargılı yaklaşmaz ve tavırları samimiyetsizlik kokmaz! Yüreğinin kıvrımında kötülüğe yer yoktur! Siz alışalagelmiş alışkanlıklarınızı bırakıp böyle bir yürek içeren değişikliğe hazır mısınız?

 

Siz yukarıda saydıklarımı yapacak gücü kendinizde görüyorsanız Maçka'yı en iyi yere getirebilecek başkan olacaksınız. Bunun dışında farklı düşünüyorsanız seçildiğiniz partinin belediye başkanı olmaya devam eder, gücünüzle övünürken güçsüzlüğünüzü hiçbir zaman göremezsiniz! Ta ki unvanınız elinizden alındığında, ad ve soyadınızla kaldığınızda pişmanlığınız fayda etmeyecektir! Neden biliyor musunuz? Adınız ve soyadınızdan önce unvanınızla anıldığınız için sizi kimse dikkate almayacaktır!

 

Şimdi bir kere daha Maçka Belediye Başkanlığı için oturun düşünün ve hazırlıklı olun! Atanarak değil, ADANARAK belediye başkanı olun ki bu Maçka halkı sizi hiçbir zaman unutmasın!