Cemile Keskin


KENDİ HAYATINI YOK EDEN KADIN

Önyargılı davranıp bütün hayatını etkileyen kararı veren kadının hayatı beni etkiledi bende sizinle paylaşacağım izninizle, bu yazıyı.


KENDİ HAYATINI YOK EDEN KADIN

           Önyargılı davranıp bütün hayatını etkileyen kararı veren kadının hayatı beni etkiledi bende sizinle paylaşacağım izninizle, bu yazıyı.

Günümüzde çokça yaşadığımız, bu önyargılarımız yüzünde arkadaşlığımızı, hayatımızı etkilemesi insanları olduğu gibi kabul edememeye çok güzel bir örnek olduğu için paylaşıyorum. Çarpıcı geldi bana?.

Önyargı nedeniyle kendi geleceğini yok eden sonrada gerçekleri kendi ağzından haykıran kadın?.

?´Sene 1919 İstanbul baştan aşağı İngilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim.

Güzel bir kızdım, bana dünürler gelmeye başladılar gelen dünürlerin arasında birde Avukat vardı´ ´aracıların araya girmesiyle görüştük, uzun boylu bir delikanlıydı. Beğendim, oda beni beğenmiş olacak ki nişanlandık´ ´

Giderek nişanlımı çok ama çok sevmeye başladım. Mutlu bir yuva kura bilmek için harıl, harıl çalışıyorum, elişleri dokuyorum, o kadar heves içindeyim ki gece gündüz dokuyorum. Gaz lambaların ışığında sabahlara kadar dokuyorum.

Çok geçmeden ortalığı bir kodu sardı. Benim Avukat olarak nişanlandığım gencin işi gücü yokmuş, sokaklarda gezermiş Ayşe´nin nişanlısı Avukat değil issiz ,güçsüzmüş, biriymiş üstelik cami önlerinde tabut taşıyarak karnını doyuruyormuş, dediler bunu duyunca bütün dünyam yıkıldı. Babam, beni söylenen Caminin yerine götürdü. Uzaktan biraz izledim gerçekten tabut taşıyordu. yıkıldım. nişanı atıp bir başkasıyla evlendim..

Aradan 5 sene geçmiş ben başkasıyla evlenmiş birde oğlum  olmuştu.

Senede 1924 yılına gelmişti. Artık ülkemiz savaşı kazanmış, özgür ülke olmuştu. Bir gün Beyoğlu´nda dolaşırken beni gördü ceketini önünü ilikledi, benim yanımda oğlum vardı, bana sizinle bir bardak çay içebilir miyim diye sordu saygılı bir şekilde. bende kabul ettim. Bir binaya girdik, Burası Avukatlık bürosu kapı dada kendi ismi yazıyordu içerde yardımcıları çalışıyordu. Siz siz gerçekten Avukatınız Cami önlerinde tabut taşıyordunuz diye sordum. Durdu başını önüne eğdi, Beni affedin dedi, İstanbul işgal altındaydı, Her taraf İngiliz askerleriyle doluydu, her yer her şey didik didik aranıyordu, bizde, Anadolu´ya silahları böyle tabutlarda yolluyorduk ANCAK CENAZE SÜSÜ VERDİĞİMİZ TABUTLAR ARANMIYORDU, bu hayatı bir işti o yüzden size söyleyemezdim.

 Bu bir memleket meselesiydi onun için söylemedim söyleyemezdim.

Bu vatan için aşkından vazgeçmişti. aşkını Vatana feda etmişti. Eğer ben ön yargılı olmasaydım. belki hayatım başka olabilirdi. Ön yargı yüzünden bütün hayatımı değiştirdim.´´

Siz, siz olun kimseyi önyargılı davranmayın, ön yargılı yaklaşmayın,

İşte benim hikayemde bu.???

Sene 1924..

İşte size savaş döneminden gerçek bir yaşanmış hikaye..