Osman Konak


HÜSEYİN OSMANOĞLU

KUNDURACI


HÜSEYİN OSMANOĞLU

KUNDURACI

 

                  Maçka İlçesi Kozağaç(Hordokop) köyünde 15 Mayıs 1928 de doğdum. İlkokulu Maçka merkez de bulunan, şimdiki Orman işletme müdürlüğü ek binasında okudum.lkokul bitiminde her Maçkalı gibi bende ya gurbete çıkacaktım, ya okumaya devam edecek, yada öğreneceğim bir sanat dalını seçip ekmeğimi öyle kazanacaktım.

 

                  Babam Osman Osmanoğlu bir dönem Hamsiköy Karakol komutanlığı yaptı. Daha sonraki yıllarda Trabzon da Özel idarede devlet memuru olarak çalışıyordu. Annemi küçük yaşlarımda kaybettiğim için babam ikinci evliliğini yapmıştı. Üvey annem köyde duruyor, tarla ve hayvancılık işleri ile uğraş veriyordu. Yaz aylarında kardeşlerim ve ben üvey annemle yaylaya çıkar, onlara yardımcı oluyorduk.

 

                 İlkokul sonrasında babamın sayesin de Trabzon Taşbaşı semtinde ayakkabı üreten bir esnafın yanında 1940 yılında çırak olarak çalışmaya başladım.Çırak olarak üç yıl çalıştıktan sonra bir süre boş gezdim. Taşbaşı semtinde 1945 de ayakkabıcı dükkânı açtım. İlk defa dükkân açtığım için çok heyecanlıydım. Ancak henüz daha askerliğimi bile yapmamıştım. 

 

                1948 de 20 yaşındaydım. Aynı yıl dükkânımı kapatıp askere gittim. Askerlik görevimi İstanbul askeri dikim evinde er olarak tamamladım. Askerlik dönüşü bir yıl hiçbir iş yapmadım. Köyde kalıyor her gün Maçka ya iniyor neler yapabileceğimi araştırıyordum.

 

                Bir gün çarşı içerisinde gezerken Eyüp Efendi(İlçemiz esnaflarından Osman Fevzi Eyüboğlu’ nun babası) beni görür ve yanına çağırır. Sen niye boş geziyorsun da bir iş yapmıyorsun? Diye sorar!... Bende kendisine mesleğim ayakkabıcılık ancak işyeri açacak param yok dedim... Bana kızar ve sana para soran mı var diyerek çıkışır. Derhal bu boş dükkânımı alıyorsun ve burada mesleğini yapıyorsun diyerek beni yönlendirir.

                Bir gün sonra köylüm ve akrabam, ilçe merkezinde Fırıncı esnafı olan Nuri Erden beni yanına alarak Trabzon’a götürür. Bir toptancı ayakkabı mağazasından ihtiyacım olan bütün malzemeleri hiç para vermeden aldım ve ilçem Maçka ya geldim. 

 

               Yaptığım hazırlık sonucunda Mülkiyeti Osman Fevzi Eyüboğlu’nun babası Eyüp Efendiye ait dükkânı kiralayarak tekrar ayakkabı satış ve tamir işine başladım... 

               O yıllarda satıştan çok tamir işleri oluyordu. Bazen de ölçü alarak ısmarlama ayakkabı yapıyorduk.Kozağaç(Hordokop)köyünde oturduğum için sabah gün ağarırken kalkar dükkâna gelir, akşam karanlık olduğu sıralarda dükkânı kapatıp tekrar köyün yolunu tutardık. Ticari İşlerim iyi gidiyordu, yanımda işçi çalıştırıyor artık iyi de para kazanıyordum. 

 

                Maçka ilçe merkezinde belediye başkanı olan Ömer Sümer bir gün Maçka kaymakamı ile bir sohbetinde Kaymakam beyin ayakkabı yaptırmak istediğini öğreniyor. 

                Kaymakam beye “Benim bir yeğenim var çok iyi ayakkabı yapıyor”…Söyleyerek kaymakam beyi benim dükkânıma getiriyor. 

                Kaymakam bey bana ayakkabı yapabilir misin? Diye soruyor… Bende ilk önce ölçünüzü almam gerekir,sonra yaptığım ayakkabıyı beğenmezsen almazsın diyerek cevap veriyorum. Tamam dedikten sonra ben ayakkabı ölçüsünü alıyorum…“On gün sonra ayakkabılarınızı alabilirsin diyorum”.

 

                On gün sonra ilçe kaymakamı dükkânıma geliyor. Benim özenle yapmış olduğum ayakkabılarını çok beğeniyor, ücretini ödeyerek teslim alıyor. Yaptığım ayakkabıları beğendiği için çok mutlu oluyorum…

 

                Kaymakam bey böyle bir sanatkârın Maçka’da olduğuna çok seviniyor. Maçka’dan tayin olup gittikten sonraki yıllar da, o yılların iletişim aracı olan mektupla benden ayakkabı istiyor bende yaptığım ayakkabıları onun adresine gönderirdim.

 

                Dükkânıma ayakkabı yaptırmaya gelen sevdiğim insanlara ilk önce söylediğim söz ise;“Git Musa efendiden(Esnaf Musa Turan) yarım kilo lokum al gel”… Diyordum…

Lokumu ne yapacaksın? Diye sorduğunda ayakkabının taban astarı ile köselenin arasına koyacağım, böylece yürürken daha güzel ses çıkaracak diyordum…

 

Müşteri lokumları alıp geldikten sonra hep beraber lokumları yer ve kahkahalarla gülerdik.

 

               Evimin Kozağaç(Hordokop) da olması nedeniyle yanımda çalıştırdığım çırak ve kalfaların yemek ihtiyaçlarını o yılların şartlarına göre bazen evden yemek getirerek,bazen de Rahmi ve Muzaffer Konak kardeşlerin fırının da yağlı,peynirli yaptırarak karşılardık.

 

              1980 öncesi CHP den Belediye başkanlığı yapan Neşat Karahasanoğlu ile bir dönem meclis üyeliğinde bulundum. Çok sevdiğim ilçem Maçka’ya da bu konuda hizmetim olduğunu düşünüyorum. 

 

              Artık yıllar geçmiş bende belli bir yaşa gelmiştim. 2011 yılında çalışma hayatımı sonlandırdım. İşyerimi oğlum Namık Osmanoğlu’na devrettim. 

 

              Şimdilerde bir Bağ Kur emeklisi olarak Maçka merkez Reşadiye mahallesinde ki evimde hayatımı devam ettirmekteyim. Maçka’ya ve Maçkalılara vermiş olduğum hizmetin karşılığını her zaman aldığımı düşünüyorum. Herkesin huzur ve mutluluk içerisinde bu ilçedeki yaşamlarına devam etmelerini dilerim.

 

“Bir gün aldığın nefes son olacaktır”!!!

 

Yaşadığın süre içerisinde her aldığın nefes çok kıymetlidir bunu bilmelisin... Aradan geçen sürede olduğu gibi bir gün son buldu nefesi Maçka’mızın değerli Ayakkabıcı Esnafı Hüseyin Osmanoğlu” nun…

(15 Ağustos 2018 Tarihinde vefat etti.)

 

Kaynak kişi(Oğlu)Namık OSMANOĞLU