Turhan Eyüboğlu


Hiçbirimiz Trabzon'da Yaşamayı Hak Etmiyoruz!

Hiçbirimiz Trabzon'da Yaşamayı Hak Etmiyoruz!


Hiçbirimiz Trabzon'da Yaşamayı Hak Etmiyoruz!

 

O muhteşem 4000 yıllık tarihi ile Trabzon'u okuduğumda Trabzon'a bakasım gelmiyor! Neden biliyor musunuz? Çünkü utanıyorum, sıkılıyorum ve "Biz bu Trabzon'da yaşamayı hak etmiyoruz!" diye içimden geçiriyorum. Bir bakıma da bu halimi seviyorum! "Hiç olmazsa utanma duygumu kaybetmedim!" diye içimden geçiriyorum.

 

Bir düşünün! Roma ve Bizans dönemlerini yaşayan, Fatih Sultan Mehmet'in fethettiği, Yavuz Sultan Selim'in valilik yaptığı, Kanuni Sultan Süleyman'ın doğduğu, bizi esaretten kurtaran Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün üç kez ziyaret ettiği bir şehirde yaşıyoruz. Ancak nasıl bir ihanet içinde olmuşsak şehir onlarla yaşamıyor!

 

Ben Trabzon'a baktığımda utanmayayım da kim utansın? Hadi söyleyin, kim utansın? Bu duruma nasıl geldik, aklım bir türlü almıyor! Bu şehri mahvetmek ve tarihi gerçeklerini silmek için nasıl canla başla çalışmışız, anlamış değilim! Allah aşkına anlayan biri varsa bana da anlatsın! Bir topluluğun bir şehre bu kadar vicdansız ve kötü davranacağı hiç aklıma gelmezdi.

 

Yukarıda yazdığım Trabzon'un 4000 yıllık tarihinde utancımı arttıran Roma döneminden küçük bir ayrıntıyı nasıl büyük bir kayba ulaştırdığımızı anlatacağım. Üstelik bunu utanarak, sıkılarak anlatmaya çalışacağım.

 

Bana göre dün sayılacak kadar kısa dönem içerisinde gözümüzün önünde gerçekleşen ve bunun için kılımızı bile kıpırdatmadığımız, gazetelerde veya benim yazılarımda okumuşsunuzdur; Trabzon'da Ortahisar Belediye binasının yapımı sırasında Pazarkapı mevkiinde Roma İmparatorluğu dönemine ait dünyanın en eski liman yapılarından biri ortaya çıkmıştı.

 

Bakın, yazının can alıcı yanı dünyanın en eski limanı! Bunu şöyle açıklayayım: Sümela Manastırı'ndan çok çok daha eski! Moloz'da bulunan, ancak ortaya çıkarılması için hiçbir çaba sarf edilmeyen, hatta mümkün olsa kayıtlardan silinerek ortadan kaldırılmaya çalışılan Antik Liman'dan da çok, çok, çok daha eski bir liman!

 

Biz, şehir olarak ne yaptık bize sunulan bu turizm mucizesi karşısında? Ne yaptık biliyor musunuz? Deve kuşu taklidi yaptık! Trabzon'u kurtaracak, ekonomisini düzeltecek, antik şehir kodlarımızı kanıtlayacak, dünyanın her tarafından turist akacak mucizeyi başta yöneticiler, sonra buna kayıtsız kalan bizler, yani halk olarak yok ettik!

 

Yapmayın sayın belediye başkanları! Yapmayın sayın vali! Yapmayın sayın milletvekilleri! Yapmayın odalar ve benim de içinde olduğum Trabzon halkı! Yapmayın, önünüze gelmiş bu mucizevi fırsatı kaçırmayın! Bu şehrin geleceğini yok etmeyin! Bu şehri terk edilecek şehir haline, sıradan bir şehir haline getirmeyin, yapmayın, dedik.

 

Peki, biz ne yaptık? Kalktık MS 130 yılında yapılmış; evet yanlış okumadınız, MS 130 yılı! Yani 1888 yıl önce yapılmış "Hadrian Limanı"nın üstüne Ortahisar Belediye binası ve Ortahisar Kaymakamlık binasını diktik. Nasıl? Üstelik Zağnos Vadisini denize kavuşturuyoruz, diyerek! "Trabzon vadisine kavuşuyor!" derken yüz seksen derece dönerek yıktığımız evlerin hacminden daha büyük binalar yaptık. Nasıl?

 

Bu şehri yönetenlere, siyasetinde önemli yerlerde ve bizi bu utançtan kurtaracak olanlara sesleniyorum! Hadi gelin, radikal bir adım atalım ve Hadrian Limanı'nı ortaya çıkaralım! Bu alanı içinde yapılmış binaları temizleyelim! Şimdi gözünüzde canlandırın! Ortahisar Belediye ve Kaymakamlık binalarının yapıldığı yer bir liman ve hemen önünde Antik Liman! Bu limanların çevresi orada bulunan tüm binalardan arınmış! Gözünüzde canlandırabildiniz mi?

 

İşte, bu iki limanın dünyada eşi benzeri yok ve bundan sonraki yaşamda da olmayacak! Bu iki limana sahili yeniden planlayarak deniz suyunun girdiğini ve sizin de orada gezdiğinizi düşünün! Düşünmekle kalmayın; dünyada bir benzeri daha olmayacak bu iki antik limanı görmeye gelecek yabancı turistleri de aklınıza getirin!

 

Türkiye'den örnek vererek daha da çarpıcı olarak anlatayım. 2017 yılında İstanbul'a gelen yabancı turist sayısı yılın ilk 10 ayında 9 milyon 120 bin 248'dir. Trabzon'da bu sayı aynı yıl ve aynı ay itibariyle 442 bin 701'dir. Şimdi bu mucize antik limanlar bize tepsiyle sunulmuş duruyor! Şehrin geleceği için bunu yukarıda size anlattığım gibi yaptığımızı varsayalım. Bize gelecek yabancı turist sayısını şimdi siz düşünün!

 

Çok mu zor bu iki limanı ortaya çıkarmak? İnanın, çok kolay ve rahat yapılacak bir proje! Yanlış hesaplar ve şahsi çıkarlar için ayağımıza gelmiş bu fırsatı, bu büyük projeyi Trabzon'un geleceği için gözardı etmeyin!

 

Bir defa olsun şahıslar için değil, şehrin geleceği için düşünün! Bu çok mu zor?

 

Not: Hadrian Limanı alanında çıkan Antik malzemelerin nasıl fütursuzca dolgu alanlarına atıldığını ve orada akıl almaz değerlerin nasıl yok edildiğini orada yaşayanlardan öğrenmeniz beş dakikanızı almaz! Trabzon kenti için zamanınızı harcamaktan çekinmeyin! Başka Türkiye olmadığı gibi başka Trabzon da yok!