Osman Konak


HASAN ALAN

SOBACI-SOĞUK-SICAK DEMİRCİ


HASAN ALAN

SOBACI-SOĞUK-SICAK DEMİRCİ

Ocaklı(İspela) köyünde 1926’da dünyaya geldi.Babası çiftçilikle uğraş veren Metin,annesi ise ev hanımı Elmas Hanım dır. 4 erkek 5 kız kardeştirler…

Çocukluğu aynı köyde bazen sığır çobanlığı, bazen tarlada annesine yardımcı, bazende babasıyla beraber ormanda çalışarak ailesinin yanındadır.

           Hasan Alan İlkokula biraz geç başlasada Maçka ilçe merkezinde bulunan okula hergün köyden yaya olarak gelir.Okul sonrasında köyden okula gelen diğer arkadaşları ile yaya olarak köye dönmek zorundadır.Bu zor şartlarda üçüncü sınıfa kadar ancak okuyabildi. Biran önce hayata atılmak, bir meslek sahibi olmak ve para kazanmak uğruna okuldan ayrıldı.

Henüz daha On üç yaşında iken gurbete çıktı. İstanbul’a kendi köylüsü, aynı zamanda komşusu namıdiğer “Deli balta” yanında kalaycı çıraklığına başladı.On yıl kadar İstanbul’da kalaycılık mesleğini sürdüren Hasan Alan bu süre sonunda köyüne döner.

Köyüne döndükten sonra Dursun Karagöz kızı Fatma ile nişanlanır.Yapılan bu nişandan sonra yeniden İstanbul’a çalışmaya gitmek zorundadır.

Dokuz yıl “taşı toprağı altın” olan bu şehirde nişanlı kaldıktan sonra evlenmek üzere tekrar köyüne döner. Yaşanan bu ayrılıktan sonra bütün komşuların katılımı ile gerçekleşen bir köy düğünü ile yuvasını kurar.

         Hasan Alan yaptığı bu evlilikten 6 erkek, 4 kız olmak üzere on çocuk sahibi olur. Evliliğinden sonra askerlik görevini tamamlamak için Kırklareli ilinin Lüleburgaz ilçesine giderek bu görevi tamamlar. Askerlik dönüşünde bir süre yaşadığı köyde çiftçilikle uğraşsada ilçe merkezinde bir işyeri açarak çalışma düşüncesini hayata geçirir.

Köyünde kaldığı süre içerisinde birkaç yıl köy bekçiliği yaptı. Ayrıca ormanda, bazen de yaylada kullanmak üzere bir at satın aldı. Atları çok sevdiğini bilen İstanbul’da yaşamını sürdüren kardeşi Hacı Alan kendisine İstanbul’dan gemiye koyarak hediye olarak bir at gönderir. 

Yanına aldığı küçük oğlu Cemil Alan ile dolmuşa binerek Trabzon limanına gider. Bir kayık kiralayarak limana yanaşamayan geminin yanına varır. İstanbul’dan gelen Atı kiraladığı kayığa bindirirler ve karaya çıkartırlar. Oğlu Cemil’i ata bindirir ve kendisi de atın yularından tutarak yaya olarak Maçka ya sonra da köyüne gelir. 

Köyde yaşamayı sürdürdüğü yıllarda bu at ile ormandan odun, yayladan yük taşıyarak kendisine ekonomik anlamda destek oldu. Uzun yıllar bu At’ı sakladıktan sonra bir daha görmemek için 1973’de uzak şehirlere sattı.

Bir sanatkâr olarak ilçe merkezinde bir dükkân kiralar. İstanbul’ da ilk mesleğe başladığı hem kalaycı, hem desoğuk ve sıcak demir işleri (Divan,karyola)yapmaya başlar.Çalışmış olduğu bu iş yerinde birtaraftanda büyüyen erkek çocuklarını yanına alarak aynı mesleği bir usta çırak ilişkisi içerisinde onlara da öğretir.

Maçka halkına bir sanatkâr olarak hizmet verdiği süre içerisinde her zaman müşteri memnuniyetini ön planda tutmuştur. Müşterileri ve Maçka halkı ile iyi diyaloglar kurduğu, halk tarafından sevilen bir insan olarak bilinir.

Cumhuriyet kurulduktan sonra yapılan mübadele ”Karşılıklı olarak iki ya da daha fazla ülkenin anlaşması kapsamında ülke nüfusları azınlıkta olan kısımların yer değiştirilmesine mübadele göçü denir” sonucunda bölgemizden ayrılarak Yunanistan’a giden ve daha sonra Maçka ilçemizi görmeye gelen vatandaşlarla çok iyi diyaloglar içerisinde olmuştur.

Yaşlandığı yıllarda aynı iş yerini çocukları çalıştırarak ilçe halkına uzun yıllar hizmet ettiler. Her zaman ilçe halkı tarafından “ Sobacı Hasan aga” olarak anıldı…

1995 yılında yakalandığı hastalık sonucunda vefat etti.

Kaynak kişi:(Oğlu) Cemil ALAN