Turhan Eyüboğlu


Güle güle Özkan Abi,

Güle güle Özkan Abi,


Güle güle Özkan Abi,

 

Bugün 22 Aralık 2020 Salı... Trabzon'a kasvet çöktü! Neşelenmesi de kederlenmesi de bir bahaneye bakan kenti sarıp sarmalamış çaresizlik! Bir efkarlandı mı insanlarını daraltan, yüreklerini sıkıştıran kent ne yazık ki ülke çapında olan rengini yitirdi. Bugün Trabzon'un yeri ve göğü, denizi ve dört bir yanı grinin tonlarından ibaret! Eksilmenin kahrına gebe!

 

Yaşadığım kasaba Maçka'da yıllar önce bugün Sarıkamış'ta kar'ı kefen etmiş, soğuğa gülümseyerek gidenlerin çaresizliği var. Albayrağa sarılmış tabutuna bakıyorum Bedri Rahmi'nin şiiri aklıma geliyor.

 

Türküler bitti

Halay durdu

Horonlar durdu

Hüzün geldi baş köşeye kuruldu

Yoruldu yüreğim yoruldu

 

Evet, bu futbol devrimcisinin hakikaten yüreği yoruldu! Bu ülke ne tam anlamıyla onu anlayabildi ne de biz onu tam anlamıyla anlatabildik! Gözüm takılmış bir kere albayrağa sarılmış tabuta!

 

Ten yıpranır elden gider

Üstüne kilit vururum

Kul köle kurban olurum

Can çekişir elden gider

İki gözüm iki çeşme

Düşerim canın peşine

Yar tükenir elden gider

 

Artık bu şiirden sonra sanki süper bir güç belirdi gözlerimde. Tabutun içini görüyorum. Hayatı fazla yaşamış olanların, takvim yaşını aşan gülümseyişi belirdi yüzünde. Gülümsemesinde bile bir disiplin vardı hocamın. "Eee Turhan, doğduğumuzu biliyorsak öleceğimizi de bilmeliyiz!" der gibi bakıyordu bana!

 

O futbolla ilgili yükümlülüğü olsun olmasın, futbol uğruna her şeyi yapmaya kendini mecbur hisseden bir futbol elçisiydi! O kadar çok anım var ki inanıyorum onu tanıyanların da çok anıları vardır. Ancak ne kadar anılarımızı anlatsak da eksik kalacağını biliyorum.

 

Onun bir ressam edasıyla yaptığı eserleri bütün dünyada sergileniyor. Eserlerine verdiği emeği ancak eserleri ve bir de Tanrı bilirdi. Başkalarının bilmesine de ihtiyacı yoktu. Öyle zamanlardan geçti ki hani 'Sabır taşı olsa çatlar!' derler ya işte o sabır taşından daha sert çıktı, çatlamadı. Duruşundan hiçbir şey kaybetmediği gibi zaman onun duruşu karşısında ancak selam durabildi.

 

Ona 'Bir futbol adamıydı!' diyenlerin onu tanımadıklarını hemen anlardım. Çünkü o sadece bir futbol adamı değildi. Bana göre o bir felsefeciydi, mimardı, siyasetçiydi, doğacıydı, yorumcuydu, öğretmendi, sanatçıydı, toplumbilimciydi, cahil savardı, en önemlisi de o Trabzon'un ta kendisiydi!

 

Biliyor musunuz hangi konu olursa olsun onu sana büyük sırrını paylaşır gibi, en leziz meyveyi tane tane yedirir gibi anlatırdı.

 

Bu zaman diliminde o kadar ilkleri var ki 'Hangisini anlatsam!' diye düşünürken aklıma bir cesaret örneği geldi.

 

Özkan abi, Trabzonspor'daki görevinden ayrılırken, halka açık bir toplantı düzenleme kararı aldı. 19 Mayıs Spor Salonu'ndaki toplantıda isteyen istediği soruyu soracak, Hoca da yanıtlayacaktı. Salon tıklım tıklımdı. Bu toplantı aslında büyük riskler taşıyordu; ama Özkan Sümer bunu göze alarak çıktı halkın karşısına şimdi alışık olmadığımız şekilde yanında koruma olmadan!

 

Söze başlamıştı ki salondan 'Yuuuuh!' sesleri yükseldi. Bu birkaç kez devam edince Hoca birkaç saniye durakladıktan sonra sert bir sesle salonda olanların gözünün içine bakarak "Yuh fikirsizliktir, bilgisizliktir, cehalettir. Bilgin varsa, fikrin varsa, sor yanıtlayalım. Tatmin olmazsan bir daha sor, yine yanıtlayayım. Burada hesap sormaya değil, hesap vermeye geldim. Fikri olan hesap sorsun!" diye yüksek sesle bağırdığında salonda çıt çıkmıyordu.

 

Sanırım beş saat süren bu soru-yanıtlı toplantının ardından, Özkan Sümer bir kahraman edasıyla salondan ayrılırken, omuzlara alınmış, daha önce 'Yuuuh!' diye bağıranlar ise "En büyük Sümer, başka büyük yok!" tezahüratlarıyla 19 Mayıs Spor Salonu'nu inletiyordu.

 

Bu insanı bir futbol insanı diye sınırlandıran varsa ancak kendini kandırır! Özkan Sümer, büyük bir konuşma ve ikna etme ustasıydı.

 

Taziye mesajlarında bile ne kadar dik durduğunu, boyunduruk altına alınamayacağını bir kez daha bize gösterdiğin ve bizi de öyle yetiştirdiğin için sana teşekkür ederim. Yolun açık olsun öğretmenim!

 

Seni asla unutmayacağım!