ismet eyüboğlu


GÖZE TAKILANLAR:

SÜMELA MANASTIRI:


GÖZE TAKILANLAR:

SÜMELA MANASTIRI:
 
Maçka deyince ilk akla gelen bilindiği gibi manastırlardır, hele hele Sümela manastırıdır. Manastırlardır diyorum, çünkü Maçka´nın üç vadisinde de manastır vardır.
Galyan vadisinde KUSTUL MANASTIRI, LARHAN  vadisinde SUMELA, HAMSİKOY
vadisinde ise VAZELON. 
Bu MANASTIRLARI görmemezlikten gelerek Maçka´yı kimse tanımaz, yıkılsa da 
dökülse de bunlar Maçka´mızın can damarlarıdır. Çünkü bunlar taa Ortaçağ´lardan , 
belki de daha gerilerden gelen tarih, kültür, bilim, düşünce, aydınlanma birikimidir.
Hele Sümela MANASTIRI bir Kartal yuvası gibi dağın yamacına oturmuş, görenleri 
şaşkına çeviren bir vadiyi yüz yıllardır seyreder durur.Sümela vadisinin turizme açılmasıyla MAÇKA dünya çapında bir turizm merkezine dönüştü. Yılda nerdeyse bir 
milyona yakın yerli yabancının uğrak yeri oldu,Maçka´ya büyük bir ekonomik canlılık 
kazandırdı.Bir çok insan , esnaf bu ekonomik canlılıktan yararlandı, ekmek yedi, para
kazandı.Fakat ne görelim, biz diğer vadilerdeki manastırların da turizme açılacağını 
beklerken Sümela vadisi de , MANASTIRI da devreden çıktı.Ne olduğu belirsiz, onarım varmış, bakım varmış vs vs. Böyle bile olsa birileri çıkıp Maçka insanını bilgilendirmesi gerekmez mi? Örneğin bu turizm sezonunda Sümela vadisi turizme açık mı değil mı , kime soracağız kimden öğreneceğiz, bir bilen varsa beri gelsin.
MAÇKA Belediye´sinden , turizmler ilgili yönetimlerden bilgi istiyoruz, bu bizim 
Vatandaşlık  hakkımız.

YİNE TAŞ OCAKLARI:

Taş ocaklarından illallah dedik.Biri açılmadan öbürü sıraya giriyor.Hem de kanunsuz, 
hukuksuz bir şekilde.vatandaşa, köylüye  rağmen. İşini uyduran gelip bizim Ata dede 
toprağımıza, güzelim yemyeşil vadilerimize , pırıl pırıl akan akarsularımıza onların 
içinde oynaşan kırmızı benekli ala balıklarımıza musallat  oluyor.Bu ülkeyi yöneten 
yetkililerden de kimsenin gıgı çıkmıyor.Aklım almıyor, birisi para kazanacak diye
bu güzelim doğayı tahrip etmeye, birçok insana zarar vermeye kimin ne hakkı var?
Birisi çıksın bunu bize anlatsın Allah aşkına.Üstelik de lafa sıra gelince Maçka turizm 
merkezidir deyip duruyorsunuz, turizm bölgesinde taş ocağının ne işi var?
Bunları niçin yazıyorum, duyduğuma göre İlçemiz Mulaga vadisinde yeni bir taş ocağı daha açma girişimi varmış, 8 Nisan, pazar günü Mulaga vadisinde çevre köyleri toplanıp tepkilerini dile getireceklermiş,Bu toplantıya ben de katılacağım. Artık Maçkalı ayağa kalkmalı kendi vatandaşlık hukukuna sahip çıkmalı, bu çirkinliklere haksızlıklara karsı çıkmalı, aksi halde yarın çoluğumuz çocuğumuz, torunumuz bize lanet okur.En azından karşı çıkalım da olmazsa gücümüz yetmedi deriz.Bir de buradan bir uyarı yapmak istiyorum, naçizane, bu alana yatırım yapacaklar iyi düşünsünler, yarın yaptıkları bu yatırım boşa gidebilir,çünkü devran hep Böyle devam etmez, rüzgar ters taraftan da esebilir.Çünkü insanoğlu bir gün paranın ve taşın toprağın yenmeyeceğini mutlaka anlayacaktır. 

DEVLET İNADI

Polis aracının dereye devrilmesini biliyoruz, Bu kazada bir polisimizin azgın sulara 
kapılıp kaybolduğunu da biliyoruz.
Asıl üzerinde durulması gereken devletin ciddiyeti, inatla işin üstüne gidişi ve kayıp 
polis memurunu bulmak için ortaya koyduğu inatçı caba.
Ve sonunda sonuca ulaşıldı ve polis memurunun cesedi Esiroğlunda bulundu.İşte bu 
devlet ciddiyeti.Güvenilmesi gereken bu. Ne demişler Fırat´ın kenarında vatandaşın 
koyunu kaybolsa devletin bunda sorumluluğu vardır ve gereğini yapmalıdır.
Afrin´de de öyle oldu,ABD´nin ipiyle  kuyuya inenler  kuyunun dibinde kaldılar.Neden ?
Çünkü  devletin ciddiyetiyle karşılaştılar.
Devlet ciddiyeti önemlidir, gereklidir , yeter ki adaletli olsun , mazlumdan , ezilenden 
 yana olsun.

KAYMAKAM NEREYE GİTTİ?
 
Maçka´ya kaymakam dayanmıyor.Kaymakam Orhan Akturk geçici görevle Hatay´a
gönderildi deniliyor?Doğru mu?Doğruysa neden acaba?Bu kaymakam gidiş gelişlerinin Maçka´ya nasıl bir katkısı oluyor acaba?Zarar mı veriyor, katkı mı sağlıyor.
Ne dersiniz?Yukarıda devlet ciddiyetinden bahsettik, bu da herhalde devlet ciddiyetsizliği olsa gerek.Ne diyelim bize de yazmak düşer?


İsmet EYUBOGLU
Okuryazar