Turhan Eyüboğlu


En Büyük Türk, Atatürk

En Büyük Türk, Atatürk


En Büyük Türk, Atatürk

 

Kaç zamandır Ayasofya'da Atatürk'e hakaret eden, benim gözümde peş para etmez ve Türk düşmanı, İstanbul işgal güçlerinin artıkları olduğunu düşündüğüm bu insan görünümlü varlıklara bir şeyler yazmayı düşünüyordum ve en sonunda nasıl cevap vereceğimi buldum!

 

Sanki Ayasofya ibadete değil de hakarete açılmış gibi davranan hocanın hutbeden içindeki kini kusarak, sözcükler arasına sıkıştırmaya çalışarak kendince Atatürk'e hakaret etmeye çalıştın ya..!

 

Üstelik bunu Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek makamında olan Cumhurbaşkanının yanında yaptın ya... Sana ve senin gibi düşünenlere rahat anlayacakları ve kafalarının içinde özgür bir beyine sahipseler araştırıp bulacakları kısa bir geçmiş aktarmak istiyorum.

 

Ha, bunlar Türk düşmanı veya İstanbul'u işgal edenlerin artıkları ise dediklerine 'Başka bir gözle bakmak lazım!' diyeceğim, ama ona da başka bir zaman değinirim.

 

Hani senin hakaret etmeye çalıştığın ömrünü savaşlarda geçiren Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk var ya yaklaşık iki bin yüz yıl sonra Mete'yi, bin beş yüz yıl sonra Atilla'yı, bin yüz elli yıl sonra Bilge Kağanı'ı, bin yıl sonra Alpaslan'ı asla unutmadı!

 

Cumhuriyetin ilanından sonra bastırdığı paranın üzerine 'Bozkurt' koydurdu. Yakın arkadaşlarına 'Bozok, Bozkurt' gibi Türkçe soyadları koydu. Manevi kızına 'Ülkü' adını verdi. 6 Ekim 1923'te Türkçülük akımının önde gelen Türk düşünür ve tarihçisi Yusuf Akçura'yı İstanbul'u işgal kuvvetlerinden teslim almaya yolladı.

 

Cumhuriyetten sonra Türk Tarih ve Türk Dil Kurumu'nu kurdu.

Yüzlerce yıl sonra 'Türk' adını vererek Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu.

Ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun hocası meşhur ressam İbrahim Çallı'ya 'Ergenekon'dan Çıkış" tablosunu yaptırdı. Türk Tarih Tezi'ni hazırlattı.

 

Şimdiye kadar kimsenin aklına gelmeyen veya önemsenmeyen Anadolu'nun çeşitli yerlerinde kazı çalışmaları yaptırdı. Bu zaman aralığında 'Türk' sözcüğü her yerden silinirken o toprağın altında bulunan tüm 'Türk' yaşanmışlıklarının peşine düştü.

Türklük'ün izlerini buldurarak tarihe not düşürdü. Şimdiki çakma milliyetçiler hatırlamaz Petrol Ofisi'ne Göktürk simgesi olan 'Bozkurt' logosunu koydurdu. Bu da yetmedi 'Bozkurt' isminde sigara çıkarttı.

 

Bu zaman aralığında yöneticiler 'Türk' sözcüğünü ağzına almaktan kaçınırken o her konuşmasında üstüne basa basa 'Türklük' vurgusu yaptı.

Çoğumuz, Anadolu'da Türk geçmişini sığ bilgilerle 'bin yıllık' diye bilirken o Anadolu'nun yedi bin bin yıldır 'Türk Beşiği' olduğunu hep vurguladı.

 

O, ataları gibi Türklük'ün ebedi olduğunu haykırarak dünyaya duyurdu ve Türk devrimlerini Osmanlı'nın son döneminde unutulan 'Türklük' özüne dönerek yaptı. 'Türk'ü, Türk yönetmelidir!' dedi. Onun için Türk kültürünü yaşamın her alanında egemen kılmak için çalışmalar yaptı.

 

Daha bundan yüz yıl önce Anadolu'da unutulmuş, sinmiş, hor görülmüş Türklük'ü şahlandırarak "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!" diyerek unutulmuş Türklük'ü hatırlattı!

O da yetmedi 'Bir Türk dünyaya bedeldir!' dedi!

 

İşte bu saydıklarımı yani 'Türklük' kavramını içine sindiremediğin için sen hutbeden Atatürk'e hakaret etme ihtiyacını duydun! Ancak bu hakaretin bu gün olmasa da bir gün adalet önünde hesabını vereceksin!

 

Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.

 

Ne mutlu Türk'üm diyene!