Turhan Eyüboğlu


Elbet Bir Gün Buluşacağız

Elbet Bir Gün Buluşacağız


Elbet Bir Gün Buluşacağız

 

Yarım kalan aşkların insan hayatında en uzun sürenler olduğu gerçeğini doğrular nitelikte bir şarkıdır. Sevmenin bir parça da umut etmek ve o umutla beklemek olduğunu korkmadan haykıran bir eserdir. Bu şarkı sevgili ile kavuşulacak anın hayali ile insanı yakıp kavuran, ızdırap veren bir ateş olan ayrılıktan dahi haz alabileceğini ortaya koyar. Bilmem yanılıyor muyum?

 

Şu yaşıma kadar yaşanmışlıklarımı düşündüğümde, ister mutlu olayım, ister mutsuz olayım günün her saati, her anımda, yolda, eve gelirken ya da evde dinlemekten asla sıkılmayacağım, belki de sözlerini en çok sevdiğim şarkılardan biridir. Anlayacağınız birazcık duygunuz varsa ve hüzünlüyseniz insanı perişan eden şarkıdır. Sözleri çok acıdır ve şarkının tonu gösterir ki bu üzücü şeyler son derece sıradan ve hayatın içindendir!

 

İnsan biraz durup düşündüğünde herkes bir gün buluşamasa da sevdiğiyle, elbet bir gün buluşanlar da var! Ne zaman dinlesem, bir parça hüzün sarıyor yüreğimi! Bir taraf hep daha fazla seviyor, hep daha fazla bağlanıyor! Böyle olmak zorundaymış gibi çoğu zaman böyle oluyor. Bana göre Türkçe yazılmış en naif ayrılık şarkısıdır!

 

Genelde grup yemeklerinde, fasıllarda kadeh tokuştururken kendinizden geçip sözlerini de benim gibi yarı uydurarak söylediğiniz şarkıdır. Dinlediğinizde, hele bir de uhde varsa içinizde gözyaşını hapis ettiğiniz yerin kilidini açan bir anahtardır! Bazen de asla gelmeyecek olana, seni sevmemiş olana yakılan ağıttır aslında! Kısacası naif ve aşk dolu olan dünyalar tatlısı bir eserdir. Annem, bu şarkıyı dinlediğinde veya söylediğinde anneme:

 

"Çok güzelmiş bu şarkı!" derdim. O da bana:

 

"Bu eseri sevmemek, beğenmemek asla ama asla mümkün değildir!" derdi.

 

Neyse yine çok uzattım lafı! Önemli olan sizin ne hissettiğinizdir; beni boş verin! 1932 yılında Konya Ereğli’de bir çocuk dünyaya gelir; ona yazılan yaşam kaderini bilmeden! Küçük yaşlarda müziğe merak salar. İlköğrenimini Dumlupınar İlkokulu'nda tamamlar ve Konya Sanat Okulu'nda tahsil görür. Müziği çok sevdiği için yaşamında müzikle uğraşmak ister; ancak ailesi bunu istememektedir. Bu konuda fikir ayrılığı vardır.

 

Ailesinin izni olmadan onlardan habersiz 1953 yılında TRT Radyosu'nun açtığı yarışmalara katılır ve kazanır. Yaşadığı yeri bırakarak Ankara’ya gelir. Orada sadece ailesini bırakmamıştır; sevdiği kızı da bırakmıştır. Amacı müzik dünyasında başarılı olup kendisini ailesine kanıtlamak ve sevdiği kıza dönüp kavuşmaktır.

 

Zaman akıp geçmekte ve kendini verdiği müzik onu bir yerlere getirmeye başlamıştı. Kısa sürede büyük yeteneği ve birbirinden özel besteleri ile gönüllerde taht kurmuştu. Ama geldiği yeri unutamıyordu. Uzun zaman olmasına rağmen gerçekleşmese bile sevgilisiyle buluşacağı günleri düşünmekte ve o anla ilgili hayaller kurmaktadır. Ancak hep uykuda, rüyalarında gördüğü ve buluşamadıkları kabusu onu etkilemişti! O kabusu düşünüyor, ondan kurtulmak istiyordu.

 

O akşamı gördüğü kabusa bir son vermek için sabah erken kalktı ve boş caddelerde yürümeye başladı. Caddede, önünden yürüyen bir çift vardı. Kolkola girmiş ve ak düşmüş saçları siyahtan beyaza dönmüştü. Onları geçmek için hızlandı. Tam onların yanından geçerken erkek kadına:

 

"Tabii elbet buluşacağız! O işi yarım bırakamayız; merak etme!" diyordu. Bu sözleri duyar duymaz geriye döndü ve hızlıca eve doğru yürüdü.

 

İkinci katta oturuyordu. Hızlıca merdivenleri çıktı, kapıyı acelece açıp eve girdi. Camın önündeki masaya oturdu. Eline kalemi aldı ve başını yukarıya doğru kaldırdı. Bir iki saniye düşündü ve önündeki kağıda yazmaya başladı.

 

Elbet bir gün buluşacağız

Bu böyle yarım kalmayacak

İkimizin de saçları ak

Öyle durup bakışacağız

 

Belki bir deniz kenarında

El ele maziyi konuşacağız

Benim içimde yanan ateş var

Sevgilim ne zaman buluşacağız

 

O gün yazdığı güfteyi bir haftanın içinde bestesini yaparak okumaya başlamıştı. Bu şarkı 1973 yılının en hit şarkısı olacaktır. Ancak ne tesadüftür ki bestekar Mustafa Seyran 1973'te Karaman Ermenek yolunda geçirdiği talihsiz bir trafik kazasında kırk bir yaşındayken hayatını kaybetti. Evet, şimdi sizin de düşündüğünüz gibi bu şarkı üstadın vedası olmuştur.

 

Üstat kaderini okumuş gibi bize vasiyetnamesini bıraktı. İki kişinin buluşmayı çok istemesine rağmen her seferinde meydana gelen olumsuz şartlar sebebiyle buluşamaması; ama bu yüzden de buluşma hevesini yitirmeden azimle buluşmayı istemesini bize vasiyet ederek gitti.

 

Mekanı cennet olsun. Bu ismi unutmayın! Sizin çok sevdiğiniz şarkıların güfte ve bestecisidir. İleride göreceksiniz!

 

Not: (Bazı gerçeklerden yola çıkılarak hayali olarak senaryolaştırılmıştır. Gerçeklik payı okuyucunun hayal gücüne bırakılmıştır.)