ismet eyüboğlu


DOĞUM, ÖLÜM VE GENÇ KALABİLMEK

12 Eylül´ün Amerikancı, işbirlikçi , gerici cuntacıları öğretmenleri bir yandan


DOĞUM, ÖLÜM VE GENÇ KALABİLMEK

12 Eylül´ün Amerikancı, işbirlikçi , gerici  cuntacıları öğretmenleri bir yandan 
hapishanelere doldururken,işsiz güçsüz bırakırken ,  diğer yandan da öğretmenevlerini 
birer ikişer hizmete açıyorlardı.
12 Eylülcüler öğretmen evlerine neden bu kadar önem veriyorlardı acaba?
Öğretmenlere hep sopa göstermeyip arada bir havuç da göstermenin de doğru olacağını düşündüklerinden mı ?
Yoksa öğretmeni lokallere hapsedip, kontrol altında tutmak, zamanını öldürüp, beynini atıl duruma  düşürmek için kurulmuş tuzaklar mıdır Öğretmenevleri?
Hiç unutmam bundan birkaç yıl önce  yeni emekli olmuş bir öğretmen emeklisi arkadaşla konuşurken benim bir soruma karşılık ilginç bir gözlemini nakletmişti.
"Önce herkes gibi ben de öğretmenevine takıldım, ufak tefek oyun moyun, günlük 
gazeteler, arkadaşlarla sohbet vs..zaman geçiyorduk. Sonra sıkılmaya başladım.
Başlıca sıkılma nedenim de ilan panosuna asılan ÖLÜM İLÂNLARI.Her gün kapıdan girer girmez panoda bir duyuru:Falan öğretmen vefat etti, cenazesi, falan camide kılınacak namazdan sonra , şu mezarlığa defnedilecek, tüm meslektaşlarımıza duyurulur.
Her gün bu ilanları okumaktan gına geldim , kendi kendime sorar oldum: emekli olmak ölümle burun buruna gelmek mıdır?
Öğretmenevine gitmemeye karar verdim, bir süre sonra da kendi mahallemdeki daha çok gençlerin yoğunlaştığı bilardo salonuna gitmeye başladım.
.Herkes pür neşe, şen, şakrak,ortam  cıvıl cıvıl.Herkeste yaşama tutkusu, enerji...
Şimdilik oraya takılıyorum." diyordu emekli arkadaş.
Bence haklı, sizce bilmiyorum.
Evimin bulunduğu yer ilçe merkezinin biraz dışında , belediye anonsları sabahları zar zor duyuluyor.
Duyduğumuz kadarıyla her güne bir ölüm ilânıyla başlıyoruz.Elbette normal bir durum.İnsanların acı günlerini paylaşması için  iletişim kadar doğal ne olabilir.Peki ya doğumlar..
Onlar da normal değil mı sizce?Onları neden ilân etmezler acaba?Öyle ya insanlar acı günlerinde   beraber oluyor da  sevinçli günlerinde neden beraber olmasınlar?
Ben olsam doğum günlerini de  eşe dosta duyururum, gelen gelir, gelmeyen gelmez.

GELELİM GENÇLİK MESELESİNE:
Gençlik önemli bir yaş dönemeci.Çok güzel, bir dönem, çok da çabuk geçiyor.Değeri de geçtikten sonra anlaşılıyor.
Gençlik özveri, arayış , yenilik enerji demek.Ah bir de o enerji esaslı bir bilinçle donanımlı olsa, öngörülü olsa hangi dağlar  aşılmaz ki.
Gazi Mustafa Kemal bağımsızlık meşalesini yaktığı günü Türk gençliğine Gençlik Bayramı olarak armağan etmiş.1919 - 2019 . Tam yüz yıl,geçmiş aradan.Üstüne bir de öngörülerini çok özlü biçimde vurgulayan söylev bırakmış, bir yol haritası çizmiş.
 Bugün bu yolculuğun neresindeyiz?Hesap yapma günüdür.Durum yüz yıl öncesinden 
ne yazık ki iç açıcı değildir.O büyük ustanın ölümünden on yıl gibi kısa bir süre   sonra bırakın onun başlattığı devrimleri tamamlamayı bir süre sonra kazanımlarımızı da birer ikişer kaybetmeye başladık, bugün nerdeyse başa döndük.Tam yetmiş yıldır
kovduk dediğimiz emperyalist ahtapotla bugün hem bütün mazlumların ve hem de bizim de başımız beladadır.Bütün mazlum ülkelerle birlikte yine M.Kemal önderliğinde ikinci bir bağımsızlık savaşı vermekle yüz yüzeyiz.Türk gençliği mevzidedir, onun için 19 Mayıslarda Türkiye´nin meydanları kırmızı beyaza boyanıyor, onun için Ortalık 
"Atatürk gençliği görev başında .Onun için MUSTAFA KEMAL´İN ASKERLERİYİZ 
naralarıyla dolup taşıyor .
Bizler yasımıza başımıza bakmadan büyük deneyim birikimlerimizle hep o gençlerin  bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yanında olacağız, biz onlara deneyimlerimizi aktaracağız, onlar da bize coşkularını , sinerjilerini.
YAŞASIN TURK GENÇLİĞİ VE ONUN EN ÖRGÜTLÜ GÜCÜ TÜRKİYE GENÇLİK
BİRLİĞİ .