Biz Neden Kurtuluş Savaşı Verdik?
Türkiye’de olanları duydukça, gördükçe ve bizi yönetenlerin aldığı kararlara şahit oldukça "Biz neden Kurtuluş Savaşını verdik?" diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Halbuki Kurtuluş Savaşını biz Türkiye'yi yabancı ülkelerin boyunduruğundan kurtarmak, onları işgal ettikleri topraklarımızdan atmak, işgale son vermek ve özgürlüğümüze kavuşmak için vermiştik.
Son zamanlarda Irak’ın, Suriye’nin kısacası Ortadoğu'daki ülkelerin başına gelenleri gördükçe Kurtuluş Savaşının ne kadar önemli olduğunu anlayacağımız yerde neden ülkemizin işgal altındaymış gibi davranır konumuna geldiğini bir türlü anlayamıyorum!
Bir düşünün, bir söyleme göre Türkiye’de bulunan mülteci yabancı sayısı on milyonu geçmiş. Biz Kurtuluş Savaşını verdiğimiz tarihlerde nüfusumuz on bir milyondu. O zamanki nüfusumuzdan daha fazla nüfuz bizim topraklarımıza yerleşmiş. Sadece yerleşse neyse; her türlü hakları Türk halkından daha fazla! Ne tuhaf değil mi?
Mülteciler işyeri açıyor; ruhsat yok, vergi yok, sigorta yok, denetleme yok, maaş bağlanan çok, hastaneye muayene parası veren yok, ilaç bedava! Onlar için Türkiye bir cennet! Anlayacağınız bizim ülkemizde bizden çok ayrıcalık sahibi olmuşlar! Sanki bizim dedelerimiz değil de onların dedeleri Kurtuluş Savaşı vermişler ve onun için bu ayrıcalıklara sahip olmuşlar!
Gencecik milyonlarca insan ülkelerinde mücadele vermemiş, bizim ülkenin sahibi gibi yaşıyorlar. Yaptıkları olaylarda neredeyse korunur halleri var. Bu olayları televizyonlarda ve programlarda görüyoruz. Bir de görmediklerimiz var ki, insan inanamıyor!
Türkiye’de öyle ilginç şeyler oluyor ki halkı çok ilgilendirmeyen ancak Türkiye’de Türkleri ikinci sınıf vatandaş durumuna düşüren çok ilginç kararlar alınıyor! Halkın bundan çok haberi olmuyor ne yazık ki! Şimdi size bunu Prof.Dr. Ali Sihirlioğlu’nun anlatımıyla aktaracağım. Bakalım içinize sindire bilecek misiniz? Çünkü ben bir türlü sindiremedim!
Prof.Dr. Ali Sihirlioğlu diyor ki: “Tıp Fakültesi zor bir eğitim. Liseden çok iyi dereceyle mezun olacaksınız. Üniversite sınavından iyi bir puan alacaksınız. Tıp Fakültesini kazanacaksınız. Altı yıl fakülte eğitimi alaacaksınız. Sonra "TUS" sınavına gireceksiniz. Asistan olacaksınız, daha sonra uzman olacaksınız. Daha sonra da hayatınıza bir yol çizeceksiniz.
Sağlık bakanlığı aldığı kararla asistan sayısını yarı yarıya düşürerek eğitime devam edeceğine karar verdi. Sağlıkçıların ısrarla asistanlığı birden değil, yıllara yayarak düşürülmesinin ülkenin geleceği için iyi olacağını belirtmelerine karşın kabul etmeyerek asistan sayısını yarıya indirdiler. Bununla da kalmayıp asistanlıkta yabancı kontenjanı sayısını Türk kontenjanından daha fazla yaptılar.
Daha da ilginci yabancı kontenjanı da Arapça bilenler için açıklanmış. Size bir kaç örnek vereyim:
Ankara Üni.Tıp Fak. Çocuk Sağlığı yabancı kontenjan 3 - Türk kontenjan 2
İstanbul Aydın Üni.Tıp.Fak. İç Has. yabancı kontenjan 3 - Türk kontenjan 1
Atatürk Üni. Tıp. Fak. Acil Tıp. yabancı kontenjan 6 - Türk kontenjan 2
Bu arada uzmanlık öğrencilerinden Türk olanlar 70 puanla ihtisasa giremiyor; ama 55 puan alan yabancı öğrenciler ihtisasa girebiliyor. Böyle bir şey olabilir mi? 'Bizim çocuklarımız okusunlar, doktor olsunlar, bizim ülkemize hizmet etsinler!' diyoruz bu haklarını bile ellerinden alıyoruz. Nedir bu Türk gençlerinin günahı bu memlekette? Türk olarak doğmak mıdır?"
Şimdi size soruyorum! Biz neden Kurtuluş Savaşı verdik?