Turhan Eyüboğlu


Biri Bana Anlatsın!

Biri Bana Anlatsın!


Biri Bana Anlatsın!

 

Herkes muhakkak biliyordur; ama ben bilmeyenler için küçük bir hatırlatma yapmak istedim. Bildiğiniz üzere bizim toplumumuz hiç unutmaz! Ama benim gibi unutanlar için bir kere daha tekrar olsun diye yazıyorum!

 

Türk Hava Kurumu, Türkiye’de havacılık sanayisini kurmak; askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak amacıyla 16 Şubat 1925'te Mustafa Kemal Paşa’nın emri ile kurulmuş bir dernektir.

 

Türkiye’yi bölerek topraklarına yerleşmiş düşmanlardan kurtaran, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak bizim şimdiki yaşamımızı bize armağan eden, yaşadığı yıllarda dünyanın hayranlıkla izlediği, saygı duyduğu ve hâlâ saygı duymaya devam ettiği Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuştur!

 

Atatürk'ün işareti ile kurulduğunda Cevat Abbas Gürer kurucu ve başkan idi. Dernek o yıllarda "Türk Tayyare Cemiyeti" adını taşımaktaydı. 1935 yılında “Türk Hava Kurumu" adını almıştır. THK, Türkiye'nin "Havacılık Federasyonu" yetkisini taşır.

 

5 Ağustos 1925 tarihinden itibaren 'kamu yararına çalışan dernek' statüsündedir. Merkezi Ankara'dadır. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu THK'nin manevi koruyucularındandır. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Kuvvet Komutanları, Ankara Valisi doğal üyeleri arasında bulunmaktadır.

 

Kurum olarak gelirini; üye aidatları, kurban derisi, fitre, zekat toplama faaliyetleri, pul satışı gibi gelirlerden elde eder. Böylelikle devlete yük olmaz. Şimdiki vakıflar gibi devletin parasını alarak hazır harcama yapmaması için o zaman düşünülerek dizayn edilmiştir.

 

Türkiye'deki sivil havacılık konusunda en büyük ve en eski kurumu olan, birkaç sene sonra 100. yılını kutlayacak Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kurumlarından olan bu nadide kurumu bu nasıl bir hırstır ki yok etmek, kötü göstermek, yalnızlaştırmak ve düşmanca davranmak için çaba sarfediliyor. İdeolojik olarak Türk Hava Kurumuyla kavga edilerek bu asırlık kurum bir türlü rahat bırakılmadı. Yazık, anlaşılır gibi değil!

 

"Miyadını doldurmuş hurda uçaklar faydalı olmaz!" diyen yetkili ağız bir türlü bu uçakların neden yenilenmediğini veya bakımının neden yapılmadığını açıklamıyor ya da açıklayamıyor! Bu nasıl bir mantıktır? Üstelik hurda uçak olmaz; bakımı yapılmamış uçak olur! Dünyayı takip etme zahmetine katlansalar o uçakların hâlâ uçtuğunu rahatlıkla görecekler!

 

Dünya, kendi markalarıyla ve asırlık kuruluşlarıyla övünürken biz de nasıl olur da bu asırlık kuruluşları yok ederiz, hiç var olmamışlar gibi davranırız; hatta hiç anılmamaları için çaba sarf ederizin uğraşını veririz? İnanın bir türlü anlamıyorum. Bu nasıl bir düşüncedir?

 

Her yıl bütün ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Özellikle yaz aylarında sabotaj ihtimali dahil ormanlarımız yüksek risk altında ve bunu herkes biliyor. Ve bizim bu yangınlarla mücadele etmek için tek bir uçağımız yok. Bu normal mi? Yangın çıkınca ihale yapıp, ihaleyi alana bu işi bırakacağız öyle mi? Yazık, yazık, yazık! Başka da bir şey demiyorum.

 

Size sadece bir örnek vereceğim. Komşumuz Yunanistan bizim yaklaşık altıda birimiz, belki de yedide birimiz... Yaklaşık otuz beş yangın söndürme uçağı ve onlarca helikopteri var. Bu yüzölçümüne bakıldığında kıyaslama yapacak olursak bizim iki yüz adetin üstünde yangın söndürme uçağımızın veya yüzlerce helikopterimizin olması gerekir!

 

Şimdi bana biri söylesin! Bizim kaç yangın söndürme uçağımız var?