Fatma Karahasanoğlu


BİR PARMAK FARKI

Günün birinde vezir padişah ile samimiyetine güvenerek; padişahın neşeli bir zamanında sorar:


BİR PARMAK FARKI

 

 

           Günün birinde vezir padişah ile samimiyetine güvenerek; padişahın neşeli bir zamanında sorar:

- Hünkarım, bildiğiniz üzere sürekli yanınızdayım ve her konuda size yardımda bulunmaktayım. Akıllıca düşünmek ve sorunlara çözüm bulma konusunda da sizden aşağı kalır yanım yok! Lakin siz padişahsınız ben ise vezirinizim. Aramızda ne fark var?

Bu soru üzerine padişah, işaret parmağını uzatmasını ister; kendi de işaret parmağını vezire uzatır. Vezire "Isır!" der, kendisi de vezirin parmağını ısırmaya başlar. Bir müddet cebelleşmeden sonra vezir; dayanamayarak bağırır. Bunun üzerine padişah vezire dönüp:

- Eğer sen feryat etmesen, ben de takatimin sonunda idim. Ama sen feryat ettiğine göre ben demek ki senden daha dayanıklıyım.

Demiş ve eklemiş:

- Bırak da aramızda bir parmak fark olsun!

                             ***

               Hükümdarlardan biri vezirine, oğlunun hocasıyla ilgili yakınıyordu:

- Ben oğlum ilim öğrensin istiyorum... Benim yerime iyi bir hükümdar olsun... Ama o devamlı müzikle, sazla, sözle uğraşıyor... Zannımca hocası onu, vasfına yakışır şekilde yetişmesi yönünde destekleyemiyor.

Vezir:

- Hükümdarım, hocanın elinde mucize yok! Çocuğun neye yeteneği varsa hocası ancak onda ilerlemesine yardım edebilir. İnsanın doğası değiştirilemez. Terbiye yaratılışa bağlıdır.

Hükümdar düşüncesinin arkasındaydı... Doğuştan sahip olduğumuz yetilerin, terbiye ile değiştirilebileceğini savunuyordu... Bunu kanıtlamak için de; bir akşam sarayda eğlence tertip ettirdi. Eğlence arasında eğitimli kedilerin bir gösterisi vardı. Kediler, sırtlarına konan tabağı ve tabağın içindeki yanan mumları düşürmeden itinayla taşıyorlardı. Hükümdar vezire, kedileri göstererek:

- Görüyor musun? dedi. Terbiye ile neler başarılabiliyor...

Vezir karşılık vermedi, olumlu ya da olumsuz... Başka bir eğlence gecesini bekledi ve bu geceye gelirken de yanında birkaç tane fare getirdi gizlice. Kedilerin gösterisi başladığında, fareleri kedilere doğru salıverdi. Fareleri gören kediler, sırtlarındaki tabağı, mumu unutup farelerin peşine düştüler. Mumlar bir yana, tabaklar bir yana yuvarlandı... Yanan mumlardan, halılar tutuştu... Ortalık bir anda tarumar oldu... Bu sırada vezir ise padişaha sokulup; iddiasını destekler kanıtı gururla seyrederek şöyle dedi:

- Gördünüz mü padişahım, terbiye yaratılışa bağlıdır!