Turhan Eyüboğlu


Ayasofya Gerçeği

Ayasofya'nın açılışında bir imam "Bu ve bu gibi mabedlerin mabed olarak kalması için inşa edilmiştir


Ayasofya Gerçeği

 

Ayasofya'nın açılışında bir imam "Bu ve bu gibi mabedlerin mabed olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi." derken Atatürk'ü de hedef alarak "Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir? Yarabbi bir daha bu zihniyetin bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma." ifadelerini kullanmıştı. Hatırladınız değil mi?

 

Ben de dahil olmak üzere bu ülkede yaşayanların çoğu, dinini kitaptan okuyarak öğrenmediği gibi tarihini de gerçek tarihçilerden değil, kulaktan dolma sözlerle öğrenmeye çalışmıştırlar. Tabii tarihle ilgisi olmayan, Türk düşmanlığını görev edinmiş feslileri de unutmamak lazım! Onun için bu imam, özgürlüğün ve ülke bayrağının dalgalanması için hayatını verenleri hiçbir zaman anlamayacaktır!

 

Çünkü bunların aklına ilk bayrak, egemenlik ve Türk Ulusu gelmez! Bunlar için beyinlerine ne üflenmişse onu tatbik etmek önceliktir. O nedenle Kurtuluş Savaşı'nda askerlerimizin düşmana karşı savaşmaması için yaptıklarını devam ettirecek ve başarılı olmak için her dönem karşımıza çıkacaklardır.

 

Lozan Antlaşması'nın metnini çoğumuz okumamışızdır. Ben size sadece bir bölümünden bahsedeceğim. Lozan Antlaşması ile İstanbul silahsız bölge ilan edilmişti ve tek bir Türk askeri bulundurulamıyordu. Türk silahlı gücü İstanbul'da olmadığı için İstanbul tam olarak Türklerin hakimiyetinde değildi! Bu konu Atatürk'ü çok rahatsız ediyordu ve bunun için bir çare arıyordu. İşte burada Atatürk'ün dehası ortaya çıkıyor!

 

Adolf Hitler'in tehdidini sekiz yıl önceden gören Atatürk İstanbul'un stratejik önemini Rusya'ya anlattı. Ruslar, Hitler'in gelecekteki tehdidine önlem almak için Atatürk'e tam destek verdi. Aynı zamanda Hitler tehdidinden korkan Avrupa devletlerini de ikna etmek gerekiyordu. Atatürk, bunun sadece anlatımla olmayacağını bazı kararlarla gösterilmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Öyle de yaptı.

 

Atatürk, İstanbul'a Türk Ordusunun girip tam egemenlik sağlaması için Avrupa ülkeleriyle bir antlaşma yapmak istiyordu. Almanya'nın Hitler tehdidini çok büyük fırsat görerek hamlesini başlattı. Bu ülkeleri bu antlaşmaya çekebilmek için Ayasofya'yı müze haline getirerek Ortodoks ve hristiyan cemaatinin sempatisini kazanıp ülkelerin bu antlaşmaya olumlu bakmasını sağladı.

 

İşte bu antlaşma Montrö Antlaşması'dır. Atatürk, bu antlaşmayı gerçekleştirerek büyük bir başarı sağladı. O gün İstanbul, Türk askerleriyle doldu. Montrö Antlaşması'yla İstanbul tam olarak Türklerin eline geçti.

 

Kısaca Ayasofya'nın müzeye döndürülmesinin kritik sebebi İstanbul'un silahlanması için Ortodoks ve hristiyanları bu antlaşmaya ikna etmek adına yapılmış ince bir siyasi manevradır. Bu bir tarihtir! Bu bir zaferdir! Bu aklın gücüdür! Montrö Antlaşması, Atatürk'ün büyük başarılarından sadece birisidir.

 

Hariçten gazel okuyarak veya namaz kıldığın yerin alınması ve Türk egemenliğinin tam olarak nasıl sağlandığını bilmeden bu toprakları bize emanet etmiş şehitlerimizin arkasından konuşmayacaksınız! Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran kurucu büyüklerimize bir düşman ağzıyla söz söylemeyeceksiniz!

 

İstanbul, Atatürk sayesinde ikinci defa fethedilmiştir.

 

Ne mutlu Türk'üm diyene!

 

Kaynak:

Lozan ve Montrö antlaşmaları

Prof. Dr. Zeki Palalı, Ayasofya yazısı