Fatma Karahasanoğlu


ANILAR

Bu hafta da, Atatürk´ün anılarına devam etmek istedim. Salih Bozok anlatıyor:


                                   ANILAR               

 

            Bu hafta da, Atatürk´ün anılarına devam etmek istedim. Salih Bozok anlatıyor:

?İngilizler Çanakkale´de Anafartalar Grubu´nu mağlup edip de cepheyi sökemeyince, yeni bir harekete giriştiler ve bu cepheyi sağdan çevirmek istediler. Düşmanın planını bozmak için Kireç Tepe´yi tutmak lazımdı. Halbuki oraya giden tek bir dar yol savaş gemileri tarafından makaslama ateş altına tutuluyordu. Her an gülleler korkunç patlayışlarla ortalığı alt üst ediyor, ölüm saçıyordu. Bir insanın değil, bir kurdun bile geçmesine imkan görülmüyordu. Kireç Tepe´yi tutmak emrini alan Türk subay ve askeri tereddüt içindeydiler; fırsat gözetiyorlardı. Fakat düşmanın ateşi bir an bile kesilmiyordu. Mustafa Kemal bu hali görünce siperlere koştu,askerin arasına karıştı ve sordu:

´´Niçin geçmiyorsunuz ? ´´ İçlerinden biri cevap verdi:

´´Düşman ölüm saçıyor, geçilmez !´´ Mustafa Kemal zerre kadar korku ve tereddüt göstermeden:

´´Oradan böyle geçilir!´´ dedi ve ileri fırladı.Mehmetçik artık durur mu ? O da kumandanının arkasından ileri atıldı. Toz, duman, alev ve ölüm kasırgasını yaran askerler karşıya vardılar, tepeyi tuttular.?

                                 ***

            ?Kral Edward İstanbu´a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı´na yanaşır. Atatürk de rıhtımda onu beklemektedir. Deniz dalgalı olduğundan, kralın bindiği motor, sürekli inip çıkmaktadır. İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada, eli yere değerek tozlanır.

O sırada Atatürk elini uzatmış bulunduğundan, kral da ona elini uzatmadan önce mendiline silmek ister. Ama Atatürk hemen devreye girer ve:

´´Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez.´´ diyerek kralı elinden tutup rıhtıma çıkarır.?

                                        ***

 Bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyor:

?Atatürk´ün Çankaya Köşkü´ndeki bahçesini yapıyordum. Bir gün Atatürk, yaveri ve ben bahçede dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın Atatürk´ün geçeceği yolu kapadığını gördük. Ağacın bir yanı dik bir sırt,diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu. Ata,havuz etrafındaki kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. Derhal atıldım:

´´Emrederseniz derhal keselim Paşam.´´ Bir an yüzüme baktı, sonra:

´´Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin !´´

                            ***

                    ?Sakarya Zaferi´nin üzerinden yıllar geçmiştir. Dönemin ünlü ve bir o kadar yetenekli ressamlarından biri, Mustafa Kemal´e Sakarya Savaşı´nı gösteren bir tablo hediye eder. Savaşın tüm heybet ve azametiyle işlenmeye çalışıldığı bu tabloda Ata, ön planda yağız bir savaş hayvanına binmiş olarak tasvir edilmiştir. Ressam, bu kompozisyon karşısında tebrik beklerken, Mustafa Kemal´in:

´´Bu tabloyu kimseye göstermeyin.´´ demesi üzerine şaşırıp kalır. Herkes ne söyleyeceğini bilemez halde birbirlerine bakarken Mustafa Kemal şu açıklamayı yapar:

´´Savaşa katılmış olan herkes bilir ki, hayvanlarımız bir deri bir kemikten ibaretti; bizim de onlardan arta kalır yanımız yoktu. Hepimiz iskelet halindeydik. Atları da, savaşçıları da böyle güçlü kuvvetli göstermekle, Sakarya´nın değerini küçültmüş oluyorsunuz dostum.´´?