ALİ EYÜBOĞLU
KALAYCI
Ocaklı(İspela) köyünde 1931’de dünyaya geldi. Babası Topal Hamza, annesi ise Zeliha Eyüboğlu dur. Babası Topal Hamza bazen Ocaklı(İspela) köyünde bazen de Kozağaç (Hordokop) köyünde çiftçilikle uğraşıyordu. Medrese eğitimi almış 3 erkek, 3 kız evladı ile yaşamaya çalışıyordu.
Oğlu Ali Eyüboğlu ise üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokula Maçka merkezde başladı. Öğretmenleri Haydar Karsan ve Maçka eski belediye başkanlarından Neşat Karahasanoğlu dur.
İlkokul sonrasında birçok Maçkalı gibi kendiside gurbete gitmek ve para kazanmak için yollara düştü. Ağabeyi Hüseyin Eyüboğlu’nun İstanbul’a gitmesi ve orada kalaycılık mesleğini yapması dolayısıyla Ali Eyüboğlu da onun yanına gitti.
Çocuk yaşta gittiği İstanbul’da Hüseyin Eyüboğlu, Nuri Büyükyazıcı, Yüksel Katipoğlu ile ortaklık kurarak Fatih semtinde 30 yıl kadar kalaycılık mesleğini tam bir esnaflık anlayışı içerisinde tamamladı.Uzun yıllar kaldığı İstanbul da birçok müşterisinin engin sevgisini kazanmıştır.Buradan ayrılıp memleketine döndükten sonra bile birçok müşterisi onu aramış ve hal hatır sormuştur.
İstanbul da çalıştığı yıllarda kendisine kalaycılık mesleğini öğreten ustası olan Maçka Çatak köyünden Ali Çavuş Özgür’ün kızı Neriman’a Aşık olur.Neriman o yıllarda İstanbul’da ağabeyi Sefer Özgür(Emekli Albay-Trabzon Eski Belediye başkanı) ile birlikte kalmaktadır.
Neriman henüz 17 yaşındadır. Sefer Özgür’ün eşi Sebahat Özgür ise Maçkalı Eyüboğlu ailesinden eski Tekel müdürü Kadri Eyüboğlu efendinin kızıdır.Sebahat Özgür birbirine sevdalı iki gencin arasını yapar.Kendisi bu evliliği onaylasada bazı aile mensupları bu evliliğe karşı çıkar.Herşeye rağmen genç delikanlı kalaycı Ali Eyüboğlu arkadaşları ile bir olup çok sevdiği Neriman’ı kaçırır ve evlenirler.
Sonraki yıllarda iki aile arasındaki bu dargınlık aile büyüklerinin araya girmesiyle barışçı bir şekilde sonuçlanır. Bu evliliğinden ileriki yıllarda 3 çocuğu dünyaya gelir. Eyüp Eyüboğlu, İlyas Eyüboğlu ve Semiha Eyüboğlu.
Ali Eyüboğlu iyi bir esnaf olması yanında toplumla bire bir ilişkide olan az ve öz konuşan barışçıl bir kişiliğe ve özveriye sahip bir esnaf olarak tanınır.Onu iyi tanıyanlar mutlaka bilirler. Yaşadığı ömrü boyunca belki de hiçbir kimseyi kırmamış ve incitmemiştir.Herzaman güler yüzlü olmuş,karşısında ki insanlara yaşama azmi kazandıran,maddi çıkarı hiçbir zaman düşünmeyen toplumun yapısına ve paylaşımcı olmasına önem veren bir kişilik sahibidir.
Atatürkçü bir kişiliği ile Cumhuriyetin değerlerine her zaman sahip çıkan,dini tercihleri her zaman insanların kendisine bırakmıştır.Tahakküm edici ve bağlayıcı hiçbir insana davranmamıştır.
Bir çocuk yaşta başladığı kalaycılık mesleği yanında sıcak demir ustalığı,bakır işçiliği de yapmıştır.Mesleki başarısını her zaman ön plana çıkarmış, bazı arkadaşları onun için bakırdan adam yapar diye söylemlerde bulunmuşlardır.
Bölgemizde yaz ayları yaylacılık zamanlarıdır.Köylerde yaşayan aileler hayvanları ile yaylaya çıkmak ve yaz boyu orada kalmak zorundadırlar.Yaylaya çıkarken de gerekli mutfak eşyalarını mutlaka yanlarında getirirler.Kazanlar,Tavalar, Tencere, Sahanlar onların olmazsa olmazlarıdır.Bu eşyaların da kalaylanma zamanlarıdır.
İşte burada Maçka ilçe merkezinde bu meslekle iştigal eden ustaların icraat zamanlarıdır.Yaylaya çıkacak olan insanları eşlerinin beklide birçoğu gurbet elde ekmeği peşindedir.Ev reisleri bu dönemlerde genellikle annelerdir.Bu sorumlulukla kalaycı dükkânlarına kalaylanmak için getirilen malzemeleri Ali dayı ve başka kalaycı dükkânlarında paralı veya parasız mutlaka kalay yaptırmak zorundadırlar.Hiç bir zaman Ali dayı para konusunu gündeme getirmez.Ancak yaylaya çıkan aileler de Ali dayının evini hiçbir zaman yağsız,sütsüz ve peynirsiz bırakmazlar.Bu ilişki ticaretin ötesinde artık bir komşuluk ilişkisi olmuştur.Maddi kazancı da hiçbir zaman ön planda tutmayan Ali dayı emeğinin karşılığını komşusuyla paylaşabilmiştir.
Uzun yıllar İstanbul da kaldıktan sonra mesleğini Maçka halkı için devam ettiren Ali dayı Maçka ilçe merkezindeki çalışma hayatını tamamlar.Çatak köyünde yeni bir ev yaparak ailesi ile burada yaşamaya bir emekli olarak devam eder. Yetiştirmiş olduğu çocuklarından öğretmen Eyüp Eyüboğlu yöre müziğimizin ve el sanatlarımızın bir temsilcisi olarakilçemize katkı yapar.Yöremiz kültürü olan Kemençe çalması ve Kemençe yapılması, ahşap işlemeciliği konusunda kendisini yetiştirmiş yerli ve yabancı birçok ülkeden siparişler almaktadır.
Ali dayı kendisi kalay yapıyor,bakır işliyordu hayata bakışfelsefesini bunun üzerine kurmuştu.Şimdilerde ise yetiştirdiği oğlu öğretmen Eyüp Eyüboğlu onun yerini almış, ağaçlara hayat veriyor ve yöremiz kültüründe çok farklı bir yeri olan kemençeyi hem yapıyor,hem de konuşturuyor.
Bu güne kadar ilçemiz Maçka da yetişmiş Yorgancı, Bakırcı, Demirci, Duvarcı, Fırıncı, Eğitimci, Yazar, Siyasetçi ve diğer meslek guruplarında hizmet verenler ülkemize, ilçemize ve yöre halkında mutlaka bir iz bırakmış ve önder olmuştur.Şimdilerde köy,yayla,şehir ve gurbet arasında yoğunlaşan insanlarımız atalarımızın bunca birikimini yaşatırken aldıkları eğitim, tecrübe ve becerileri bütünleşerek hayatlarını devam ettirmektedirler.
İyi niyetinden ve dürüstlüğünden yaşamı boyunca hiç taviz vermeyen Ali Eyüboğlu(Ali Dayı) 17 Mart 2015 günü yaşamış olduğu hayatının sonuna gelerek bu dünyadan göç etti.
Kaynak kişi:(Oğlu) Eyüp EYÜBOĞLU