Fatma Karahasanoğlu


        YOK OLDUM, KÜL OLDUM

        YOK OLDUM, KÜL OLDUM


 

                                 YOK OLDUM, KÜL OLDUM

 

 

                        Ekolojik dengenin bozulmasıyla iklimlerde değişti. Felaketler art arda gelmeye başladı. Ege, Akdeniz’de bazı iller yangınla, mücadele etti. Yanan ormanlarla birlikte bir çok canlı türü de yok olup gitti.

Arılar kovanlarıyla yanıp kül olurken, dünya dengesini de, ne şekilde etkileyeceğini zaman içerisinde çok daha net bir şekilde göreceğiz. Arılar, ekoloji dengenin en belirgin canlılarıdır. Küçük bal arıları insanlık için ne çok çalışırlar. Çiçeklerin tozlanmasını, en şifalı besin kaynağı olan balı da,  arılar yapmaktadır.

                        Akdeniz’de ve Ege’de yanan ormanlar, Türkiye’nin %80 oranındaki çam balını karşılıyordu. Şimdi ormanlar, yanarak kül oldu. Sadece ormanlar kül olmadı. İnsan için şifalı besin kaynağı çam balı da, ağaçlarla birlikte yanarak yok olup gitti.

Aynı anda farklı noktalarda yangın çıkması tesadüf mü değil mi, bilemem ama yanan her ağaç insanların ciğerlerini yaktı. Bir ağaç otuz yılda yetişir. Yanan milyonlarca ağaç kaç yılda yetişip, büyük orman olacak?

                     Ormanlarımıza sahip çıkmalıyız. Her yanan ağaç geleceğimizden çalınan parçadır. Ormanlara gelişigüzel girip, piknik yapılmamalıydı. Şimdi yasak!

Ancak, yangınlar çıkmadan önce herkes elini kolunu sallayarak ormanlara girer, piknik yapar, çöpünü bırakır, yanmış sigara izmaritleri atardı. Keşke o zamanlarda yasak olsaydı.

Şimdi gelelim kül olan ormanların durumuna. Ne kadar ağaç yandıysa, o kadar ağaç acilen dikilmeli ve yeniden ormanlar oluşturulmalıdır.

Ormanların insan hayatında ne denli önemli yer tuttuğu ne yazık ki unutuldu.

                    Bir ağacın serzenişi; “ben bir ağacım, hep siz insanlara yardım ettim. Beşikten mezara kadar hep yanınızda oldum. Eğitiminize  katkı sağladım, kalem oldum, defter oldum, kara tahta oldum. Kitap oldum okudunuz. Soğuk kış gecelerinde yandım sizi ısıttım. Yatak oldum, kanepe oldum, koltuk oldum. Yemek yemeniz için masa oldum. Çorbanızı karıştıracak kaşık, bebeğinizi uyutmak için beşik oldum. Siz insanlara hep hizmet ettim. Ama siz insanlar beni korumadınız. Büyük alevler içerisinde yanmamı beklediniz ve seyrettiniz. Yok oldum kül oldum. Ormanımda beslediğim canlılarda benim gibi yanıp kül oldu. Ben orman olarak sığınaktım. Şimdi ne canlılar ne de ben kaldım.”