ismet eyüboğlu


ÜRETMEYİ ENGELLEYEN BİRKAÇ NEDEN

Geçen ki yazımın başlığı  TEK ÇARE: ÜRETİM, ÜRETİM, ÜRETİM’Dİ


      ÜRETMEYİ ENGELLEYEN BİRKAÇ NEDEN

Geçen ki yazımın başlığı  TEK ÇARE: ÜRETİM, ÜRETİM, ÜRETİM’Dİ
Gerçekten de bu ülkede yok yok, iklim var,  toprak var, su var, insan var , emek var, 
tüketecek insan var, pazar var.
Fakat yine de pazarda pahalılık en üst düzeyde.
Neden acaba?
Birkaç tane neden belirdi kafamda, bu haftada da o nedenleri sizlerle paylaşmak 
istiyorum .
1)Plansızlık:
   Plansızlık nedir?
   İnsanın neyi , hangi koşullarda üreteceğini bilemedi mi yaptığını  atadan deden 
   gördüğü yöntemlerle  yapar.
   Oysaki yaptığı işe beynini katan adam ne yapar, önce düşünür,,sorar , en doğrusu
   nu öğrenir ve elindeki üretim olanağını ona göre kullanır.Ya da ona birileri 
   ona bunu öğretir, şart koşar.Sonra da onun yararını görür ,ona 
   inanır.
2)Bilgisizlik:
   Aşağı yukarı bilgisizlikte plansızlıkla ayni kapıya çıkar.Orda da cehalet var, orda da 
   sormamak, paylaşamamak, ben bilirim anlayışı var.
   Devleti yönetenlerin, ziraatçıların , tarımcıların sorumluluğu var.
   Bizde derdi olan gidip çare arayacak, bulacak, uygulayacak.Bu alışılmış bir kuraldır
   Oysaki devlet niye var?
   Devlet vatandaşın ayağına giden ona yol gösteren ,örnek olan bir mekanizmadır.
   Devleti yönetenlerin, ziraatçıların, tarımcıların sorumluluğu var.
   Seçim zamanlarında duyarız her köye ziraat mühendisi, veteriner gidecek gibi 
   tatlı vaatler...Seçim bitince de unutulup gider bunlar.
   Niye? Çünkü onlar üretimin içinde olursa hizmet üreticinin ayağına gider .
3)En büyük üretim aracı toprak dağılımındaki yanlışlıklar.
   Türkiye'nin şu andaki alanı 780 OOO kilometre kare.
   Kurtuluş savaşının başlangıcında Türkiye'nin 13 milyon nüfusu vardı. Devletin 
   elinde de hazine arazileri vardı. Toprağa ihtiyacı olana bu araziler tahsis ediliyordu.
   Buna karşın Atatürk ölene kadar her meclisin açılışında köylünün topraklandırılmasını istemiştir. Buna karşın istediği toprak reformu bir türlü gerçekleşmemiştir.
   Günümüzde nüfus 85 milyon, iyice kalabalıklaşmış. Artık insanlar bulundukları 
   yerlere sığmıyorlar. Türkiye’ye acilen bir toprak reformu gerekiyor, İnsanların kente 
   göç etmesini önlemek için de buna çok acil ihtiyaç var.
   Bugün ülke nüfusun yüzde sekseni kent varoşlarında yaşıyor, bu durum köyleri                
   köy olmaktan çıkardı,  kentleri de kent olmaktan .Bugün İstanbul'un nüfusu 
   20 milyon,  İstanbul'un  sorunlarını çözmek için daha fazla nüfusa mı ihtiyacı var;
   ya da İstanbul nüfusunu beş milyon gibi rakama inmesine mı?
   Elbette nüfusun azalması gerekir.
   Bunu için de İstanbul'daki,fabrikaları Anadolu'nun değişik yörelerine dağılması 
   gerekir.O zaman bakın İstanbul diye sorun kalır mı?Ne deprem, ne konut, ne trafik.
4)Örgütsüzlük.
   Tarım ve ziraat deyince akla ilk gele ziraat kooperatifleridir. 
   Hani  kooperatifler?
   Hiç bir yerden destek almadan kendiliğinden  ayakta durmaya çalışan kooperatifler
   dışında kaç tane kooperatif tanıyorsunuz.
   Öyle,olunca da çiftçi desteksiz kalıyor, hakkını hukukunu adam gibi arayamıyor
   piyasada her şey komisyoncuların, AVM'lerin elinde kalıyor.
5)Pazar olanaklarının rastlantıya bırakılması.
   Böyle örgütsüz, böyle olanaksız ortamda kim malını , hangi pazara getirip de 
   satacak.
 Ya da kim olanaklarını destek vermek amacıyla böyle dağınık bir  ortamda kime, 
  nasıl   destek verebilir?
  En büyük desteği en büyükler almaz mı? 
  Bunları düşündüm geçen haftadan bu  yana; bu haftada  sizlerle paylaşmak istedim.
 Sonuç:
 Türkiye’yi yöneten bir devlet vardır .Her şey o büyük kuruma bağlıdır.  İşler ters 
  gidiyorsa basta bir bozukluk vardır.Başı boş , kontrolsüz 
  bir yönetim, herkes kendi haline bırakılmış, bırakın yapsınlar , bırakı geçsinler
  diyen bir anlayışı .
 O zaman da ekonominin en önemli sektörü olan gıda sektörü  yabancıların 
 kontrolüne geçer ; o zaman da onlar derler ki senin bir şey yapmana gerek yok
 biz yaparız, biz hepsini geçeriz.
 Bunun adi da emperyalizm olur, gıda emperyalizmi.
Kooperatifin olmadığı yerelden elbette ki AVM olur, ya AVM ya da KOOPERATİF.
Başka çıkış yok.