Fatma Karahasanoğlu


ÜÇ GELİN

ÜÇ GELİN


         ÜÇ GELİN

 

                     Yaşlı kadın üç oğlunu evlendirdikten sonra yalnız yaşamaya başlar. Yılın belli aylarında oğullarında sırayla kalır.

Önce büyük oğlunun evine gider. Abdest almak için gelinden su ister. Gelin, büyükçe su kabını getirir. Yaşlı kadın, suyun yarısını abdest almada kullanır. Diğer yarısını  yatağa döker.

Gelin, sabah çay tepsisiyle odaya girer. Yaşlı kadın gece yatağı ıslattığını söyler. Gelin büyük bir öfkeyle bağırır; “şimdi o döşeği ve yorganı yıka ve kurut.”

Yaşlı kadın bir şey söylemez. Geceyi geçirmek için ortanca oğluna gider.  Ortanca gelinden abdest almak için su ister. Aynı büyük oğlunun evinde yaptıklarını burada da yapar. Gelin, sabah çay tepsisiyle odaya girdiğinde yaşlı kadın, gece yatağı ıslattığını söyler. Ortanca gelinde öfkeyle bağırır. Derhal yatağı temizlemesini ve ıslattıklarını yıkamasını ister.

Yaşlı kadın bir şey söylemez. Ve küçük oğlunun evine gider. Küçük gelinden abdest almak için su ister küçük gelin suyu getirir. Yaşlı kadın, abdest aldıktan sonra arda kalan suyu yine yatağa döker.

Sabah, olunca küçük gelin kahvaltı tepsisiyle odasına girer. Yaşlı kadın, gece yatağı ıslattığını söyler. Küçük gelin; “olsun anneciğim. Kim bilir biz küçükken annemizin kucağında, ne kadar pislemişsizdir. Temizleriz. Sen üzülme ve canını sıkma. Olur böyle.” Dedi.

Yaşlı kadın, küçük gelinin söylediklerinden mutlu olur. Biriktirdiği bankadaki parasını alır. Kuyumcudan ziynet eşyası ve bilezik alır. Üç oğlunu ve gelinlerini akşam yemeği için küçük gelinin evine çağırır.

Akşam yemeği içİn masaya otururlar. Yaşlı kadın çantasından çıkardığı on bileziği altın zincirleri, gerdanlıkları, kolyeleri, yüzükleri küçük gelinin koluna ve boğazına takar. Ardından; “ben yalan yaptım. Sizi denemek istemiştim. Bundan böyle küçük gelinim benim kızımdır. Beni o bakacak. Ve bütün malımı mülkümü ona bağışlıyorum” der.

İki gelin masada, ezilir büzülür. Yaptıklarına pişman olurlar ancak iş işten geçmiştir.

                     Hayat öyle değil midir? Önce bir iş yapılır, ardından yaşanan gelişmelerle pişmanlık duyulur. Hani derler ya pişman  olacağın işi yapmayacaksın. Yaşlılık insanın elinde olan  bir şey değildir. her doğan günün birinde yaşlanacak ve ölecek.

Siz siz olun büyüklerinize saygıda kusur etmeyin. Şunu unutmayın ki, göstereceğiniz her saygı size gösterilecek saygıdır.