DUYGU KARAHASANOĞLU


TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ, KORUNARAK 

Her ülke, uluslararası anlaşmalara bağlı kalma mecburiyetindedir. Bir ülkenin bağımsızlığı hak ve özgürlüğü bir başka ülkenin menfaati doğrultusunda, ayaklar altına alınamaz.


                              TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ, KORUNARAK         

 

                         Her ülke, uluslararası anlaşmalara bağlı kalma mecburiyetindedir. Bir ülkenin bağımsızlığı hak ve özgürlüğü bir başka ülkenin menfaati doğrultusunda, ayaklar altına alınamaz. 

Bu bağlamda ülkeler arasında yapılan anlaşmalara bağlı kalmayan ülkeler, diğer ülkeler tarafından en ağır şekilde yaptırım uygulanmalıdır. 

                        Suriye’de Esad rejiminin yıkılmasıyla özgürlüğüne kavuşan halk, yeniden doğdukları topraklara dönme hazırlığı içerisine girdi. 

İsrail, fırsattan istifade ederek, Şam’a doğru ilerlemesi üzücü bir o kadar da,  can sıkıcıdır. Oysa İsrail’in işgal ettiği yerler anlaşmalara göre silahsız taraf olarak belirlenmişti. 

Tabii, İsrail bunu tek başına yapmıyor. Mutlaka destekçileri vardır. O destekçilerin kim olduğu bellidir. Şam’a doğru ilerleyen İsrail güçleri bir an önce bu tavrından vazgeçmelidir. 

Her ne olursa olsun Türkiye ikinci bir göç dalgasına müsaade edecek değildir. Ve bunda kararlıdır. 

Suriye halkının her daim yanında olduğunu söyleyen,  Türkiye on iki yıl aradan sonra Şam’da büyükelçiliğini açtı. Yeniden Türk bayrağı Şam semalarında dalgalanmaya başladı. 

İşte, bunu çok iyi görüp okumak gerekir. Suriye’de iç savaşa meydan veren başta Esad olmak üzere ardından diğer ülkeler, oturup düşünmesi lazım. 

Suriye’de iç savaş yaşanırken, Suriye halkı nereye, hangi ülkeye sığındı? Diğer bir ifadeyle hangi ülke kapılarını onlara açtı? Dahası hangi ülke onların can korkusunu bilip, yardım etti? 

Tüm bunları batılı güçler ve ABD iyi düşünsün. 

Suriye, bir laboratuar değildir. Terör örgütlerinin cirit attığı bir ülke konumundan artık çıkacaktır.

Türkiye, sınırında terör devleti görmek istemediğini defalarca dile getirmesine rağmen ABD, her defasında PKK ve YPG’ye silah yardımı yaptı. Dahası  terör örgütü mensuplarına, verdiği silahların eğitimini verdi.

Kime karşı, ne için?!

                        Yıllardır Suriye petrolleri PKK, YPG aracılığıyla satıldı. Hiç kuşkusuz bunda en karlı çıkan ABD’dedir. Hala o topraklarda kalma planları yapan ABD, bu düşünden artık vazgeçmelidir.

Trump’un;  “komşumuz değil, sınırımız değil, kendi başlarının çaresine baksınlar.” Açıklaması bakalım 20 Ocak’ta koltuğa oturduktan sonrada devam edecek mi?

Her  ne olursa olsun Suriye’de iç karışıklığa sebebiyet veren tüm ülkeler o bölgeden artık ellerini çekmelidir. 

Suriye, Suriye halkınındır. Suriye’nin toprak bütünlüğü korunarak yeniden inşa edilecek. Bu aşamada, terör örgütlerine destek veren ülkeler şimdi Suriye’nin kalkınmasına destek vermelidir.