DUYGU KARAHASANOĞLU


    SÜKUNET VE SIR 

    Dervişin biri berbere gider.


                              SÜKUNET VE SIR 

 

                          Dervişin biri berbere gider. Koltuğa oturur ve başındaki kavuğu çıkartır. Berberde olan külhanbeyi, dervişin başına bir tokat atarak; “kabak, kabak” der. Derviş, sükunetini korur. Külhanbeyi bir kez daha dervişin kafasına vurarak; “kabak, kabak” tekrarlar. Derviş, sükunetini korumaya devam eder.

Külhanbeyi dükkanın kapısına kadar gelir. O sırada yoldan geçen at arabasına müdahale edemeyen sürücü atları dizginleyemez. Ve külhanbeyine çarpar ve külhanbeyi orada ölür.  Berber, dervişe dönerek; “fazla olmadı mı?” der.

                         Hayatlarda saklı olan gizem ve sır, yeri geldiğinde kendini belli eder. Beyinlerde oluşan fırtınalar, bir yolunu bulduğu vakit dışa çıkar. Sabırlı  olmak çoğu zaman kazanç sağlamaktadır. Bu kazanç sadece maddi olarak düşünülmemelidir. Mütevazilikten anlayanların sayısı, günümüzde ne yazık ki, kalmadı.

Biriyle dalga geçmek yada alay etmek, insanlıktan nasibini almayanların işi olsa gerek.

                        Yerkürede yaşayan bir çok canlı türü vardır. Bu canlı türlerinin yaşam alanları da kendilerine göredir.  İnsanları hayvandan ayıran özelliklerin başında akıl gelmektedir. Fakat akıl çoğu zaman kiraya verilmekte yada tatile gönderilmektedir. Bir insanın yapmayacağı hareketlerde bulunanların sayısının artmasının altında, çeşitli nedenler olsa da, kişi yada kişilerin kendilerine öz eleştiride bulunması gerekmektedir.

Öyle insan var ki, kendisini öve öve bitiremez. Anlattıkça, anlatır.  Ancak ortaya hiçbir şey çıkartamaz. Sadece boş lakırdılarla karşısındakileri sıkar.

Öyle bir zaman yaşanıyor ki, kişi sadece kendisini dinletmeye çalışıyor. Diğer ifadeyle dinlemeyi bilmiyor! Konuşmak kadar dinlemek de, önemlidir.  

Söz gümüşse, sükut altındır.  Deyişi ne kadar anlamlıdır.

                          Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de, paraya ihtiyaç vardır. Ancak para amaç değil, araç olarak kullanılırsa, anlamlıdır.  Paranın kulu olmak, yada paraya  tapmak insanlığın bittiği noktayı işaret eder.

İnsana yakışmayacak çok şeyler var ancak bu ikisi olmazsa olmazdır. Birincisi, kula kul olmak, ikincisi  onurunu parayla satmak.