Fatma Karahasanoğlu


                ŞİMDİ KISALDI

                ŞİMDİ KISALDI


                                         ŞİMDİ KISALDI

 

 

                       Bir  bilge, çölde kumlar üzerinde oturmuş meditasyon halindedir…
adamın biri, ona yaklaşır ve şöyle der: “beni öğrencin olarak kabul et.”
bilge, parmağıyla kumlar üzerinde düz bir çizgi çeker ve şöyle der: “kısalt!”
adam, avuçlarıyla çizginin yarısını siler.
bilge der ki: “git, bir sene sonra tekrar gel.”
bir yıl geçer. bilge, yine bir çizgi çizer ve der ki: “kısalt!”
adam, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır.
bilge, gene kabul etmez ve der ki: “git, gelecek sene gene gel.”
gelecek yıl .bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve adamdan onu kısaltmasını ister.
bu kez, adam der ki: “bilmiyorum.” bilge’den cevabı kendisine söylemesini rica eder.
Bilge, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve der ki: “şimdi kısaldı.”

                        Düşünmek, anlamak ve yorumlamak. Bir insanın yapılması gerekenlerdir.  Mutlu olmak isteyen bir adam, bilgenin  yanına gider ve nasıl mutlu olacağını sorar. Bilge, genç adama uzun  uzun baktıktan sonra eline, bir kaşık dolusu zeytinyağı vererek; “şu karşı ki, binayı görüyor musun? Kaşıktaki zeytinyağını dökmeden orada ne gördüysen gelip bana anlat.”

Genç adam, zeytinyağı dolu kaşığı alıp, binaya gider. Zeytinyağını dökmemek için büyük gayret gösterir. merdivenleri dikkatli çıkar. Büyük salonlardan dikkatle geçer.

Tüm binayı dolaştıktan sonra binadan çıkıp bilgenin yanına gider.

Bilge, içeride gördüklerini anlatmasını ister. Genç adam, zeytinyağını dökmemek için etrafına hiç bakamadığını söyler.

Bilge, tekrar bir kaşık dolusu zeytinyağı verir. Bu sefer, etrafına iyice bakmasını söyler. Adam, kaşık dolusu zeytinyağını alarak binadan içeri girer.

Duvarda rengarenk tabloları inceler. Yerde serili göz kamaştırıcı halılara hayranlıkla bakar. Asılı avizelere bayılır. Tüylü halıların yumuşaklığından mest olur. Kapı kollarının parlaklığı gözlerini kamaştırır. İşlemeli koltuklardan büyülenir. Büyük ceviz masaların ihtişamı başını döndürür. Elinde tuttuğu zeytinyağı dolu kaşığı çoktan unutur. Hayallere kapılır. Kendini farklı dünyaların içerinse bırakır. Bitap bir şekilde binadan çıkar.

Bilgenin yanına giderek, gördüklerini anlatmaya başlar. Bilge,  kaşıkta zeytinyağı göremez. Ve adama zeytinyağının ne olduğunu sorar. Adam, elindeki kaşığa bakar. Ve der ki, “ben zeytin yağı dolu kaşığı çoktan unuttum gördüklerim beni adeta büyüledi. Onlara bakmaktan kendimi alamadım.”

Bilge; “işte, mutluluk dediğin bir kaşık zeytinyağındadır. Birincisinde, dökmemeye özen gösterirken etrafına bakamadın.  İkinci kez etrafına bakmaktan zeytinyağını unuttun.”