SAYFA AÇIK
ABD Başkanı Joe Biden ’ın, 20 Ocakta yemin etmesinin ardından Bağdat’ta pazar yerinde patlayan bomba, otuz iki kişinin hayatının kaybetmesi tesadüf değildir. Uzun zamandan beri bombaların patlamadığı Irak’ta canlı bomba eyleminin arkasındakileri görmek gerekir.
Ortadoğu her defasında batılı güçlerin iştahını kabarttı. 1991 yılında ABD Başkanı Bush, o bölgede sınırları değişecek ülkelerin isimlerini sıralarken, o topraklarda barış istemediklerini açıkça söylemiş oldu.
ABD Başkanı Biden’ın göreve gelmesinden sonra Ortadoğu da, akmakta olan kan daha da akacak. Ortadoğu’nun bu hale gelmesinde en büyük pay sahibi olanlar şimdi Biden’ın arkasında göreve başladı.
Görünen şu ki, masum insanlar yine kan gölünün içerisinde çırpınarak hayatını kaybedecek. Yine masum insanlar bir başka ülkenin boyunduruğu altında kalacak.
ABD, kilometreler uzaklıktan gelerek, sınır komşularımızı kaosa sürüklemesinin kabul edilir bir yanı yoktur. Özellikle kendi ülkesine bakacak dahası kendi kendine yetmeyi bilecek. Savurganlığı bırakacak, bütçelerinden terör örgütlerine pay ayırmayacak. Masa başında oturarak kafalarına göre sınır taksimi yapmayacak.
Kendini dünyaya farklı gösteren ABD, Başkanlık seçiminde nasıl bir ülke olduğunu gözler önüne serdi. Kongre binasını basan eylemciler nasıl bir görüntü sergilediklerini tüm dünya gördü. Böyle bir ülke nasıl oluyor da, Ortadoğu’da özgürlükten bahsediyor.
Özgürlük her ülkenin iç işleyişiyle bağlantılıdır. Bir başka ülkenin o ülkeye özgürlük getireceği demesi işgalden başka bir şey olamaz.
ABD, 2003 yılında, “Irak’a özgürlük getireceğim” diyerek yola çıkmıştı. Ne var ki, özgürlük yerine şiddet, kaos, ölüm, kan olmuştu. Irak o günden bu yana belini doğrultamadı. Nasıl düzelsin ki, ABD gün geçmeden mantar gibi terör örgütü yaratıp, sahaya sürüyor.
Çiftçiler bilir, lahana tohumu ekip, fide yaparlar. Sonra o fideler tarlaya belli aralıklarla dağıtılır.
