Fatma Karahasanoğlu


SADAKA VE DUA

Sadakanın ne kadar önem arz ettiğini bilmeliyiz. Sadaka verenler, aslında büyük iyilik yapmış olur. Bazen insanlar sadaka vermede, çekimser kalıyor. Sadakanın önemini bilseler, asla çekimser kalmaz.


                                                      SADAKA VE DUA 

 

                                Sadakanın ne kadar önem arz ettiğini bilmeliyiz. Sadaka verenler, aslında büyük iyilik yapmış olur. Bazen insanlar sadaka vermede, çekimser kalıyor. Sadakanın önemini bilseler, asla çekimser kalmaz. 

Sadaka vermek her türlü beladan korur. Hastalıktan, kazadan aklınıza gelen her şeyden korur ve muhafaza eder. 

Sadaka ömrü de uzatır. Sadaka verdiğiniz kişinin ettiği dualar sizi, her türlü kötülükten korur. Bir kimseye iyilik yaparken asla yaptığınız iyiliği yüzüne vurmayın. İyiliğinizi yapın ve unutun. Yaptığınız iyiliği de, bir başkasına böbürlenerek anlatmayın. 

İyilik yapılır ve unutulur.  Demcit pilavı gibi her defasında söylenip, durulmaz. Bir elin verdiğini diğer el görmeyecek. Bu kadar hassas bir terazi!

Onun için yapılan yada yapılacak olan iyilikler kişinin kendisinde kalmalıdır.  

                                “Bir gün Peygamber Efendimize Cebrail gelip arz etti; “Ya Resulallah, Levh-i Mahfuzda gördüm, filanca genç bu gece vefat edecek.”

Peygamber Efendimiz, o genç için hüzünlenmiş ve çağırmış. “evladım! Bir arzun var mı?” buyurmuş. 

Genç; “Ya Resulallah! Filanca kızı çok seviyorum, bana vermiyorlar, onunla evlendirirseniz çok sevinirim bir de tatlı isterim.”

Peygamber Efendimiz, hemen gidip kızı ailesinden ister. Gencin istediği tatlıyı da, hazırlatır.

                                  O gün Peygamber Efendimiz, o genci evlendirmiş. Sabah merakla beklemiş. Çünkü sabaha gencin ölüm haberi gelecek!

Haber gecikince Peygamber efendimiz, gencin evine haberci gönderir. Haberci, çok geçmeden Peygamber efendimizin yanına gelerek; “keyifleri yerinde, hiçbir sıkıntıları yok.”

                                Cebrail, bir müddet sonra Peygamber Efendimize; Ya Resulallah! Akşam bu genç ailesi ile oturmuş, tatlıyı yemeye hazırlanırken, kapıya bir fakir gelmiş ve; “kaç gündür ben açım. Bir lokma ekmeğe muhtacım, Allah rızası için bana bir şey verir misin” demiş. 

Cömert olan genç, hanımına dönerek; “ben bu tatlının hepsini vermek istiyorum.” Deyince hanımı da, “verebilirsin” der. 

Genç tatlının hepsini vermiş. Fakir sevinerek; “Allahü Teala razı olsun. Ömrünü uzun etsin.” Diyerek dua etmiş. 

                            Gencin bu hareketi ve fakirin duası Cenab-ı Hakkın hoşuna gitmiş ve bu gencin ömrünü uzatmış.”

  Cebrail aleyhisselam hadiseyi böyle anlattıktan sonra; “Ya Resulallah! Yastığı kaldırıp baksınlar.” Diye de arz ediyor. 

Gencin evine gidenler, gencin yastığını kaldırıyorlar. İri bir yılan orada ölmüş. 

Genç ve eşi  otuz sene mutlu bir hayat yaşamışlar.”