OYALANMA DÜNYASI
Menfaat denince, bir an duraklayanlar olur. Gözler fal taşı gibi açılır. Öteye beriye bakınır durur. Öyle zamanlar olur ki, menfaat için çeşit çeşit şaklabanlar görürsünüz. Bir koltuk, evet, bir koltuk! Koltuk için her türlü densizlikler hadsizlikler boy gösterir.
Durun, yahu ne oluyor! Dünya unvanlarının her biri geçici, hiç biri kalıcı değil.
Evden eve taşınırken iğneden ipliğe ne varsa, alıp götürülür. Hiçbir şey eski evde bırakılmaz. Her eşya yeni eve taşınır. Bunu bilmeyen herhalde yoktur.
Dünyadan ahrete göç ederken, ne taşınıyor? Evinizden, işyerinizden yada türlü oyunlarla kaptığınız koltuğu götürebiliyor musunuz? Yada haram yiyerek, biriktirdiğiniz paralardan mı götürüyorsunuz? Çalıp çırpıp elde ettiğiniz arazileri yada evleri mi götürüyorsunuz?
Hangisini? Evet, hangisini? Götürebiliyorsunuz?
Hiç birini, hiç birini, hiçbirini. Ahrete göç ederken hiç biri sizinle gelmiyor.
Öyleyse bunca aymazlık niye?
Bile bile dünya malına tamah etmek niye?
Dünyanın bir durak olduğunu bile bile yapılan açgözlülük niye?
Kısacık ömürde, yapılan haksızlıklar niye?
Bu dünya iki biletli dünyadır. Ne yazık ki, dünyaya ne giriş biletinin tarihini biliyoruz, ne de dünyadan çıkış tarihini biliyoruz. Her şey yüce Rabbimin biz insanlara verdiği ömür kadardır.
Düşünen bir beyin her şeyi anlar. Düşünmeyenler de, bir başkasının aklıyla hareket eder. Yüce Rabbim, biz insanlara akıl verdi!..
Bir başkasının aklına bakarak, hayata yön vermek kadar tehlike ve ahmakça bir şey olamaz. Her kim olursa olsun, kendi olmalı. Allah’tan başkasına kul olmamalı. Kulluk sadece Allah’a olur. Bir beşere kul olunmaz.
Ne yazık ki, menfaat devreye girdiğinde, bırakın akıllı davranmayı bir başkasına kul olma yarışı başlar.
Bunun anlamı nedir? Cevabı, siz vereceksiniz. Kimseyi yönlendirme lüksüne sahip değilim.
Ben, kendimden sorumluyum. Bir başkasına akı vermek haddime değildir.
İşte burada had devreye giriyor. Herkes haddini bildi mi, inanın ortada sorun kalmaz.
Ne güzel demiş Yunus Emre;
“insan iyiliği kadar taşlanır, merhameti kadar dışlanır, kulluğu kadar da sınanır.”
“elbiseye kan bulaştığı zaman onu yıkamadıkça temiz olmaz. İnsan gönlünden dünya pasını temizlemedikçe kıldığı namazlarda yerini bulmaz.”
“hiç kimseye yan bakma! öfkelenip sert çıkma! Kalp Allah’ın evidir. Bu evi sen yıkma.”
“ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için.”
“söz ola kese başı, söz ola kese savaşı.”
“zulümle zenginleşenin, sonu berbat olur.”
“Sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz.”