ÖMÜR DEDİĞİN
Yaşlı adam ezile büzüle fırının kapısından bakarak; “evladım, geceyi burada geçirebilir miyim?” der.
Fırıncı eliyle işaret ederek; “şu köşede yatabilirsin.” Der.
Yaşlı adam, gösterilen köşeye gider.
Sabah ezanı okunduktan sonra fırıncı önlüğünü çıkartıp yaşlı adamın yanına giderek; “akşam, sizinle ilgilenemedim. Nerden gelirsiniz, nereye gidersiniz? “der.
Yaşlı adam fırıncının yüzüne bakarak; “akşam geldiğimde benimle tek kelime konuşmadınız. Bu sabah, ne oldu da, hal hatırımı sorar oldun?”
Genç fırıncı, yaşlı adamın gözlerinin içine bakarak; “ben bu fırında ücretli çalışıyorum. Akşam geldiğinizde mesai yapıyordum. Sabah ezanı okunmasıyla mesaim bitti. Hak yemek istemediğimden, akşam sizin hal hatırınızı sormadım. Şimdi serbesttim yani çalışmıyorum. Hak geçecek bir durum söz konusu değil.”
Yaşlı adam derin nefes aldıktan sonra; “yolcu yoluna gerek.” Diyerek ayağa kalkarak; “ e evlat, dünya misafiriyiz. Yol bizi nereye getirirse oraya gideriz.” Der.
Fırıncı meraklanarak; “dayı, iyi birine benziyorsunuz? Sözleriniz beni etkiledi. Anam, bana çok dua ederdi. Allah’a şükür hiçbir şeye ihtiyacım yok. Allah tüm dualarımı kabul etti. Bir duam hariç.” Der.
Yaşlı adam, ne olduğunu bilmesine rağmen yine genç fırıncıya sorar; “söyle bakalım evlat! Allah hangi duanı kabul etmedi?”
Genç fırıncı; “annem, çok anlatırdı. İbrahim Ethem diye bir zat varmış. Sultanlığı bırakıp, her işini kendi görür olmuş. İşte, ben İbrahim Ethem’i çok görmek istiyorum, Allah’a her gece İbrahim Ethem’i görmek için dua ediyorum!” der.
İbrahim Ethem; “evlat! Duaların kabul edildi. Ben, İbrahim Ethem’im.” Der.
****
İbrahim Ethem, göl kıyısında oturmuş söküklerini dikiyordu. Yoldan geçenler İbrahim Ethem’i tanır ve alay ederler. “şuna bakın, daha düne kadar sultandı. Şimdi kendi söküklerini dikmeye çalışıyor. Aklı olsa sultanlığı bırakır mıydı?”
İbrahim Ethem, her birinin yüzünü inceledikten sonra elinde tuttuğu iğneyi göle atar.
Bir zaman sonra balıklar, İbrahim Ethem’in yanına gelerek, ağzında iğne olan balık, İbrahim Ethem’e iğneyi uzatır.
İbrahim Ethem iğneyi, balığın ağzından aldıktan sonra; “ben, sizin gibilerin sultanı olmaktansa balıkların sultanı olurum, daha iyi.”